Haberci71.com -  Kırıkkale Haberleri
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

EN ÇOK OKUNANLAR

ÇAYA KAÇ ŞEKER ALIRSIN

Fazlı GÜVENTÜRK

01 Şubat 2010, 12:43

Fazlı GÜVENTÜRK

ÇAYA KAÇ ŞEKER ALIRSIN

            Yine gündem dışı bir yazı yazmak istedim. Karışık dünyanın karışık ilişkileri ve gündemi ile yoğrulan beynimize farklı bir jimnastik yaptırmak istediğimden çıktım rutin dışına.

            Hepimizin yaşı ve yaşadığı süre içerisinde birçok arkadaşı, sırdaşı, bir şeyleri paylaştığı olmuştur tartışmasız. Olmasa da olur dediğimiz insanlarla doludur hayatımız; tanıştığımız, selamlaştığımız; klasik cümlelerle iletişim kurduğumuz,
yanıtlarını merak etmediğimiz sorular sorduğumuz...
Şimdi ara sıra yaptığımız gibi kapatalım gözlerimizi ve kendimizi dinlemeye geçelim.

            Şair;

            Dostları olmalı insanın,
            aynen gemilerin limanları gibi.
            Zaman zaman uğradığın, yükünü boşalttığın,
            dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda.

            İnsan ihtiyaç duyduğu limanda yükünü boşaltıp, rahatlayıp, şöyle bir silkelenip yeniden hayatın taze cefalarını yüklenmek için sığınacağı o limanı bulamıyor her zaman. İstersen ummanda ol ve kıyı şeritleri limanlarla dolu olsun. Olmuyor, yanaşamıyorsun. Çünkü seni kaldıracak, seni anlayacak, senin yanaşıp, dalgalardan korunacağın liman olmuyor diğerleri.

            Bulduğun ve “tam benim limanım, anlarsa bu anlar, beni bu kabul eder, beni bu korur ” dediğinde bazen öyle bir dirsek yiyorsun ki, ağlamak, sızlamak fayda etmiyor, keşke diyorsun su alsam, su alsam da batsam, yok olsam. Ama oda olmuyor. Yok olmak isterken garip bir şekilde hayata tutunmaya, içendeki suyu dökmeye çalışıyorsun denize.

            Yıllar gerekiyor her şeyini paylaşacağın gerçek bir dostu bulmak için. Ama bu yılların birikimi ufacık bir menfaat ilişkisinden yok olup gidiyor. O menfaati gözeten dost değildir zaten. Ama gönül dost görmek istediğinden ona sığınılıyor. Dost sanılıyor. Sanmakla da kalınıyor işte.

            Hayatta öyle sürprizler oluyor ki. O yılarca dost bilip ufacık noktalar ile bozulan çıkar dostlukların yerine kısa sürede ömürlük arkadaşlıklar ediniyor insan.

            Kısa sürede çok şey yaşamıyorsun,  çok şey konuşmuyorsun, çok şey anlatmıyorsun, gözlerine bakmıyorsun çokça, birlikte yola çıkmıyorsun, birlikte kavga edip dayak yemiyorsun, aynı öğretmenden fırça yiyip, aynı karavanaya kaşık sallamıyorsun, ama kısa sürede yılları sığdırıyorsun o dakikalara.

            Dostça edilen iki kelimelik sohbet ile gözlerin konuşması ile anlaşıyorsun. Kalabalık arkadaş gurubu ile aldığımız derste iletişim hocası profesörün dediği gibi birkaç dakikalık “insani yaklaşım “ile çözüyorsunuz birbirinizi ve “arkadaşımsın, kardeşimsin, dostumsun, hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun ama dostumsun” diyebiliyorsun.

            Yıllar önce okuduğum bir kitapta “insanları gözünde devleştirme. Bir gün onların cüce olduğunu gördüğünde çok geç olabilir” diye güzel bir söz vardı. Evet, benim en büyük hatam hemen devleştiririm dost bildiklerimi. Ama o devin cüce olduğunu anladığımda da çabuk yıkılırım.

            Zor değil, hiç zor değil, demli çayı bardakta karıştırıp,
            bir başına yudumlamak doyasıya.
            Ama
            "Çaya kaç şeker alırsın?" 

            Diye soranın yoksa…

            Ömrünüzde uzakta, çok uzakta, görme imkânı bulunmayan, erişilmezsi zor noktada da olsa çayınıza kaç şeker atacağınızı soran dostlarınızın olmasını dilerim.

            Selam ve dua ile…

Bu haber 4280 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
KIRIKKALEDE TARİH YAZAN ÜÇLÜ10 Ocak 2021

HABER ARA


Gelişmiş Arama

REKLAMLAR



 


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi