ÖLÜMÜNE DEMOKRASİ
Ülkenin çok partili döneme geçmesi için, tek partili dönemden çıkıp demokratikleşmesi için çalışacaksınız.
Tek parti rejimin olası baskısından dolayı ülkenin hiçbir ferdi sesini çıkaramaz durumdayken siz “yeter söz milletin” diyeceksiniz.
Seçimlere gireceksiniz. İktidardaki partinin elinden hem de söke söke alacaksınız seçimleri. Kabinenizi kuracaksınız. Köyleri dolaşacaksınız. Şehirlere yatırımlar yapacaksınız. Doğusunu batısını ihya etmek için tüm ülkeyi karış karış gezeceksiniz. Önünüze bir sürü zorluklar gelecek. Zamanın Ergenekonu gibi yapılanmaları yolunuzu kesecek ama siz atlayacaksınız o engelleri. Birileri çelme takacak faul yapacak. Siz tökezleyeceksiniz sonra kalkacaksınız ve eskisinden daha hızlı koşacaksınız.
Köylü bağrına basacak sizi. Sanayici kucaklayacak. Esnafı takdir edecek. Dar gelirliye ümit olacaksınız. Yetim, fakir, dul tüm insanlar sizden hak için razı olduklarını haykıracak.
Halkın içinde olacaksınız ve çok sevileceksiniz. Gerek siz ve gerekse sizin ekibinizde ki tüm bakanlar ülkeye çağ atlatacaksınız. Bunu için gecenizi gündüzünüze katacaksınız.
Evet;
Çok sevileceksiniz halkınız tarafından.
Ancak;
Seni ve ekibini sevmeyecek sözde vatansever adı altında demokrasi düşmanları olacak. Onlar sevmeyecek. Ne seni, ne senin ekibinden herhangi birini sevmeyecekler.
Demokrasi yeni oturmaya başlarken ülkende birde bakacaksın demokrasiyi sindiremeyenler ihtilal yapacak. Senin için çile günleri başlayacak. Halkına hizmet ederken aç kalman susuz kalman üşümen yanman hiç önemli değildi. Ama şimdi hizmet ettiğinin cezasını çekmek için dış etkenlere maruz kalmanı ötesinde birde psikolojik baskılara maruz bırakılman seni damla damla öldürecek.
Suçlayacaklar seni. At davası, it davası, bebek davası, kurşunkalem davası diye davalar açacaklar sana. İstediğinde devletin sayısız liralarını yok edecek kudrette iken dönüp bakmadığın paralara söz edemeyenler sözde kuruşluk hesaplarla seni suçlayacaklar.
Mahkemelerin sözde kararları ile mahkûm edileceksin. Sen ve senin ekibine uydurdukları suçlarla sizi mahkûm edecek ve idamınıza karar verecekler. Arkadaşların idam edilirken sen hastalığın nedeniyle bir gün daha yaşayacaksın. İyileşmeyeceksin. Hasta hasta seni yassı adadan İmralı’ya getirecekler. Sen bu yolculuğu hastaneye gidiyorum, tedavi olacağım diye bileceksin.
Bundan sonrası İmralı hapishane müdürünün ağzından:
“Hastaneye gideceğini sanan Menderes feribottan indirildiğinde anladı bir şeyler olduğunu. Odaya aldık. Yanımda savcı olduğu halde idam fermanını olduğu kâğıdı yakasına iğnelerken ayağa kalktı. Rahatsız olmayın dediğimde estağfurullah diyerek kibarlığını gösterdi. Abdestini aldı. Namazını kıldı. Hastalığı geçmemişti. İdam sehpasını gördüğünde sendeledi. Ağzı leş gibi içki kokan cellâttın rasgele bağlamış olduğu ipi boğazına geçirip sehpaya tekmeyi vurduğunda çırpınışından ayağında ki bağcıklı ayakkabı çıktı. Son ana kadar ne metanetini kaybetti, ne kibarlığını. Hatta kendisini idama mahkûm ettiren savcı ile helalleşti”
Tüm bunları yaşayacaksın ve ne mutlu ki senin ardından 49 yıl sonra hala minnetle fatihalar gönderen halkın seni hala çok sevecek.
Ölümüne demokrasi diyenlerin hakka yürüyüşlerinin 49 ncu yıl dönümünde rabbimizden dileğimiz bir daha bu güzide ülkeme bunu yaşatmamasıdır.
Selam ve dua ile…
Bu haber 4258 defa okunmuştur.
