CANININ DERDİNE DÜŞEŞİCELER
Güzel yurdumun bir gündemden diğerine koşarken sel felaketi ile karşılaşması ve en azından merkezinizin modern yapıya sahip olduğunu sandığımız bölgesinin sular altında kalması, birçok cana mal olması ilgi alanlarını o yöne çevirdi.
Her yeri yıkan döken sel felaketi maalesef insan sıfatı taşıyan ama bu sıfatı hak etmeyen bazılarının insani duygularında yıkıldığını gösterdi.
Ne acı ki insanlar canlarının derdine düşmüşken bazı insanlar bundan nemalanmaya çalıştılar.
Ekranlardan ve gazete manşetlerindeki resimlerden içimiz yanarak izlediğimiz sel felaketinde ortaya saçılan malları yağma edenleri bir o kadar nefret, buğuz ve sinirle izledik.
Kamyonların üzerine adeta bir taşınacak mal gibi yığılan tırların içinden saçılan değerli değersiz eşyaları kucaklamak suretiyle kaçırmaya çalışanları ne çok kınadık. Hele bazıları işi abratmış ve çevirdikleri taksilere yüklemek şekline sokmuş. Taksici kardeşim de ne yapsın” bu mallar senin mi? Nasıl alırsın bu mağdurun mallarını, götürmüyorum” diyemiyor.
Hele ekranlar elimize geçse bir karış suda boğacağımız bazı insan sıfatlıları gösterdikçe utanır olduk. Adamlar başka semtten, başka şehirden kamyonetlerini almış gelmiş yağma yapmaya.
Resmi rakamlara göre iki yüz den fazla bu tip insan yakalanmış. Bir kısmı çıkarıldıkları mahkemeden salıverilmiş. Bir kısmı tutuklanmış. Bunlar kolluk kuvvetlerinin ele geçirdikleri. Asıl büyük çoğunluk ele geçmemiş. Kanundan bir türlü kaçmış veya görülmemiş.
Şimdi önce kanuni açıdan bakalım. Yağmacılık suç. Sahibinin elindeki isteği dışında ortaya saçılmış olan malı talan edemez. Edenler veya etmeye yeltenenler Türk ceza kanununa göre yargılanır.
İkincisi bu hırsızlıktır. Hırsız olanın ise toplumdaki yeri çok zelil durumdadır. Kader mahkûmlarının bile affetmediği bu suçun tespiti durumunda yüz kızartıcı olduğundan en ağır şekilde maddi ve manevi şekilde cezası verilir.
Üçüncüsü zorda kalmış birinin yardımına koşmak gerekirken düşene bir tekme daha vurmak geleneği bizim kültürümüzde yoktur. Biz aman dileyen insana kılıç çekmeyen milletin torunlarıyız. Bu nasıl anlayış ve aşınmış bir kültür ki mazlumun malına el uzatılıyor.
En saf anlamda ise bir insanlık ayıbıdır. Yamyamların kabilesinin toprağı mı bu sel felaketinin yaşandığı topraklar.
Evet ekonomik kriz olabilir. İnsanlar karnını zor doyuruyor olabilir. Geçim derdi almış başını gidiyor olabilir. Ama bu felaketten nemalanmak hiç bir şeyi haklı göstermez. Daha önceki yaşamış olduğumuz deprem felaketlerinde de benzer tabloları gördük. Bırakın başka ülkelerin haber ajanslarına yağmacı olarak malzeme olmayı insanlığımızdan utanır olduk.
Beynimize beyinsiz insanların soktuğu “ kardeşim adam yiyor ama çalışıyor helal olsun” anlayışı galiba burada da kendini “adam almış birkaç malzeme ama yardımda ediyor selzedelere” anlayışı olarak kendini gösteriyor.
Ben yaştakiler iyi hatırlar. “sallandıracaksın bir kaçını taksimde. Bak bakalım oluyor mu bir daha” anlayışı vardı.
Valla tam yeri bu sözün. Can derdindekilerin mallarını yağmalayan bu canlarının derdine düşesiceler den bir kaçını sallandıracaksın iki telli garajında bak bakalım yağmalayan biri kalıyor mu?
Selam ve dua ile…