SİYASETİN DÖRT P’Sİ
Kırıkkale’den çok uzaklardayız. Arada o kadar kilometre var ki ne uzansak Kırıkkale’yi kucaklayabiliriz, ne parmağımızı uzatsak memlekete dokunabiliriz. Ne emekliler parkında konuşulanları duyuyoruz, ne Atatürk parkında yürüyenleri görüyoruz. o kadar uzağız yani.
Bu kadar uzakta siyaseti yemiş yutmuş, bir zamanlar en üstte görev yapmış, bir numaranın, iki numaranın yanında akıl danışmanlığı yapmış bir çınar ağacı ile tanışıyoruz.
Yok öyle ayak üstü değil. uzun süre sohbet ediyoruz. Ben siyaseti sevmediğimi ve birilerinin oyuncağı olunduğunu oysa siyaseti seçerken hak için halka hizmet olduğunu sandığımı, şimdilerde gerçekten üzgün ve siyasetten uzak olmaya çalıştığımı söyledim.
Örnekler verdim, meseleler anlattım, konularda yürüdüm ve neden böyle düşündüğümü anlatım.
Ara sıra lafıma iştirak ederek dinledi. Sonra uzunca bir değerlendirme yapmaya başladı.
Nereden başladığını anlattı siyasete. Nasıl sıfırdan başlayarak ülkeyi yönetenlerin yanında olduğunu konuştu.
Uzun anlattıkları bana çok şey kattı.
Uzun anlattıklarının içinde bir dört “P” geçti.
Siyasetin dedi dört “P”si vardır. Bunlar:
Para
p.ş luk
Pislik
Ve pişmanlık dedi.
“PARA” olacak. Paran çok olacak. Paranız çok olursa rahat siyaset yaparsınız. Paranız olmazsa ona buna gebe kalarak siyaset yaparsınız. Birileri size üç kuruş verir ama bu üç kuruşun karşılığını üç bin kuruş olarak almak ister. Eğer bunun karşılığını vermezseniz rezil eder. Bu nedenle siyaset yapacak adamın çok parası olması lazım.
İkincisi P’ş luk. Şifreli yazıyoruz ama herkes anlıyor. Siyaset yapmak ve bir yerlere gelmek için isteseniz de istemeseniz de bu dalga dubarayı yapacaksınız. Birlerinin ayağını kaydırma birilerinin önünde olma birilerinin ayağına basma durumunuz olacak. Yok ben bu gayri dürüstlüğü yapmayacağım diyorsanız sayarsınız olduğunuz yerde.
Bir diğeri pislik. Seçildiniz ve bir yere geldiniz. Seçmeninizin hapse gireni kurtarmaktan, olmayacak atamasına kadar, haksız kazanç talebinden, ihale takibine kadar pek çok işine koşar tüm pis işlerin adeta takipçisi olursunuz.
Dördüncüsü ise finaldir. Tüm bunları yaparsınız ve köşenize çekilirsiniz. İşiniz bitmiştir. Ne kadar cevval olursanız olun, ne yaparsanız yapın bitmiştir her şey. Artık ne arayan vardır ne soran. Hala yanınıza gelen varsa oda hala bir damla daha acaba çıkarım olur mu diye düşünür. Artık pişmansınızdır. Dedi.
Çok şey öğretti. Öğrettiklerinin en başında da benim siyasetle işimin olamayacağı idi. Benim işim olmaz. Evet olmaz.
Seven sevsin yapan yapsın. İnşallah az kaldı hayırlısıyla resmi sıfatlardan arınmaya. Şimdilik verilen görevi yarıda bırakmamak amaçlı devam. Teşekkürler çınar adam teşekkürler.
Selam ve dua ile…
Bu haber 5005 defa okunmuştur.