UTANALIM MI ÜZÜLELİM Mİ
Türk milletinin en önemli özelliklerinden birdir. Akşam aileyi bir araya getirerek toplanıp yemek sofrasında buluşmak.
Hatta yapılan bir araştırmada Türk kadınları neden etine dolgun oluyor diye sorulmuş ve araştırma neticesinde kadınların akşam sofrasında aile bireylerini toparlaması ve tüm hünerlerini ortaya dökmesi olarak çıkmış. Yani akşama kadar evde olmayan aileye elinden geleni yapma düşüncesinde olan Türk kadının emekleri neticesinde bu etine dolgunluk ortaya çıkmış.
Her Türk ailesi gibi akşam oluyor ve evinize dönüyorsunuz.
Anne çeşit çeşit yemekleri yapmış, tatlısı, meyvesi unutulmamış. Baba işten gelmiş. Evlatlar okuldan veya dışarıda oynamaktan veya çalıştıkları işten veya arkadaşları ile buluşmaktan gelmiş.
Sofraya oturulmuş.
Çorbalardan başlanmış. Çorbalar yudumlanırken salatanın süslemesinden ve tadından söz edilmiş. Ana yemek yenmiş ve pilavlar konurken masanın üzerine ayranlarda dolmuş.
Hele sofradan kalkmadan birde yapılan tatlının tadına bakın diye ısrar eden annenin kalbi kırılmamış ve tatlılarda yenmiş.
Sıra gelmiş oturma odasına geçip ekranların karışına geçmeye ve hazırlanan çayı yudumlarken çerez atıştırmaya.
Baba günlük haberlere bakmak için haber kanallarından birini açmış, bir yandan da günün muhasebesi yapılıyormuş.
Ekranlarda “Afrika” var.
Küçücük çocukların kemikleri sayılıyor açlıktan. Yüzünde gözünde sinekler dolaşıyor. Annelerinin kucağında ağlamak için bile eforları kalmamış bebeler adeta can çekişiyor.
Annelerin sütü yok ki gıda almamış, nereden sütü olacakta evlatlarına verecek. Yavrusunu doyuracak.
Klimanın ortalığı ocak ayına çevirdiği odanızda sıcak çayınızdan bir yudum almak için elinizi sehpanın üzerine uzattığınızda çerez tabağı dökülüyor. Çünkü titreme tutuyor.
Çeşit oyuncaklarla oynayan mobilyasını çizmesin diye evladını ikaz eden anne de titriyor. İçerideki keki böreği eşine ve çocuklarına sunmayı unutmak bir yana aklına bile getirmiyor.
Çocukların güzlen yüzü asılıyor ve içlerinden bir şeyler akıp gidiyor. Üzüntüleri yüzlerine yansıyor.
Mübarek ayın kapımıza geldiği ve amacının sabır ve yoksulu anlamak olduğunu bildiğimiz ramazan ayının insanlığını uyanış ve diriliş ayını olmasını arzu ediyoruz.
Yukarıda tasvir etmeye çalıştığım bu olgunun bir gün bizimde başımıza gelmeyeceğini kim garanti eder. Allah kimseyi gördüğünden geri koyup, açlık ve susuzlukla terbiye etmesin.
Evladının gözünün önünde eridiğini görmek her şeyden önce deli eder aklı selim bir ana babayı.
Hadi bugün o insanlara yardım elimizi uzatalım. Elbet buradan kalkıp bir ekmek götürmek imkânsız Olalara. Ancak oralara ulaşan yardım kuruluşları var. Oralara uzanan birleri var. İşite onlar vasıtasıyla bu işi halledip elimizin erdiği gücümüzü yettiğini yapalım.
Ramazan ayınız mübarek olsun bereketli olsun.
Selam ve dua ile…
Bu haber 4003 defa okunmuştur.