ERMENİ’NİN MAÇI
Kimsenin taviz vermeden, kardeşçe yaşamı sağlayacak, birlik beraberlik ve huzur içerisinde yaşanacak, komşular ve dünyanın öteki ucunda da olsa bizleri ilgilendirecek bir ülke yâda kişi ile sorunsuz yaşayacak bir açılıma hayır demesi mümkün değil.
Ama koşulu hep yazdım ve vurguladım. Taviz vermeden olacak. Elimizi verdiğimizde kolumuzu kurtaramayacaksak aman taviz maviz yerinde kalsın demeyi de biliriz evvelallah.
Önce Kürt açılımı sonra demokratik açılım ve en sonunda Milli birlik projesine kadar ismi uzanan açılım bu günlerde hararetini kaybetti. Elbet gündemde ama eski ısısı yok.
Şimdilerde gündemdeki açılımın aktörü olan Ermeni açılımı çerçevesinde yapılan ve şükür Rabbime bizim kazandığımız bir maçın önünden ve ardından yaşanalar hala ekranlarda boy boy çıkıyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah gül’ün maç jestine iadeiziyaret yapan Ermeni cumhurbaşkanı olması gerekenden daha fazla misafirperver karşılandı. Tabiî ki biz misafirperverliğimizi göstereceğiz. Evimize konuk olan birine karşıda saygıda kusur etmeyiz. Hele onların ülkesine gittiğimizde bize güzel muamele yapımlaşsa onu hiç unutmayız da. Nihayetinde öylede oldu. Biraz kaba bir tabir olabilir ama Bursa halkı ve milli takım taraftarları ne açılım yanlılarını ne de Cumhurbaşkanını utandırmadılar. Misafirperverliklerini sergilediler.
Açılım veya yakınlaşma evet. Ancak adamlar hala hinlik peşinde. Basından Ermeni tarafının düşüncelerini ve basında yazılanlarını takip etmişsinizdir. Ermenilerin hepsi kapı açılacak, dostluk pekişecek, Avrupa’ya açılacağız diye düşünmüyor. Ciddi bir çoğunluğu hala ülkemin ayağını kaydırma peşinde. Nasıl daha fazla koparırız peşinde. Nasıl olmayan bir soykırımı canlı tutup intikam ateşi ile dünya meclislerinden nasıl pay alırız iyi çocukluğumuz tescillenir, masumiyetimiz karar altına alınır peşinde.
Bakın, yıllar önce ülkemin başına bela olan Asala terör örgütü yeniden canlanır oldu. Yavaş ve sinsi adımlarla kıpırdanmaya başladılar. Gurbet ellerdeki diplomatlara karşı eylemlerine yeniden başlayabiliriz tarzında kahpe ve kalleşçe beyanatlar vermeye başladılar.
Elbette her insanın her şeyi aynı düşünmesi beklenemez. Benim ülkemde de var bu açılıma karşı olan. Hemde hiçte azınlık sayılmayacak kadar çok. Ama iş şiddete ve kahpeliğe gelince itidalli davranıyor. Aklı selim düşünerek gelecek nesillerimize savaşan bir Türkiye değil dostluk barış ve ferah içinde bir ülke bırakmak için kafa yoruyor.
Haa ne asala’dan ne onların uzantısı ve haminnesi Ermenilerden çekindiğimiz için yazmıyorum bunları. Benim necip milletim ne ihanetler, ne kahpelikler, ne teör örgütleri, ne savaşlar görmüş. Kaldı ki bu iki bozuntudan mı çekinecek. Biz tarihte hep “bir ölür bin diriliriz” desturundan düşmanın karşısına şehit olacağız diye çıkmışız. Şimdilerde bu maneviyatımızdan azade edecek insanlar çok çıkmaya başladı. Ama ülkesi ve milleti için gözünü kırpmayacak hala sayısız insan var bu ülkede.
Açılım furyası içinde dostluğu pekiştirelim derken bizleri her şeye razı millet olarak gören Ermenilerin bunu bilmesinde yarar var. Yeri gelmişken can Azerbaycan’ın kanayan her yarası bizim yaramızdır. Bunu da dünyanın bilmesinde yarar var.
Selam ve dua ile…