Ergenekon soruşturması ile gündeme gelen daha doğrusu son ana kadar gündeme gelmesinden her türlü sakınılan ancak olayın basına yansımasıyla birden bire herkesin diline düşen Encümeni Daniş olayının perde arkası daha doğru ifade ile ne olduğu merak ediliyor.
Osmanlı Devletinde Abdülmecit zamanında 1851 yılında çıkarılan bir fermanla Encümeni Daniş toplandı ve çalışmalara başladı. Çeşitli bilim ve teknik eserleri telif ve tercüme etmek, Türkçe’nin getirilmesi için çalışmalar yapmak başlıca görevi idi. Kırk asıl üyesi vardı. Bunların bir bilim dalında uzman olmaları ve bir yabancı dil bilmeleri gerekli idi. Cevdet Efendi (Paşa) ile Fuat Efendi'nin (sadrazam) birlikte hazırladıkları Kavâid-i Osmaniye (Osmanlı dilbilgisi) Encümeni Dâniş'in ilk eseri olarak padişaha sunuldu. Osmanlı tarihinin bir bölümünü yazma görevi de Cevdet Paşa'ya verildi. Cevdet tarihi böylece meydana geldi. Encümeni Dâniş, 1862'den sonra dağıldı.
Sonraki dönemlerde ise Encümeni Daniş adında yada farklı buna yakın adlar altında toplanan bürokratlar ve siyasiler hep oldu.
Devletin önemli kademelerinde görev yapan Asker kökenli sivil kökenli bürokratlar ile önemli yerlere gelen siyasiler emekli olduktan sonra belirli aralıklarla bir araya geliyorlar ve gündem ile ilgili konuları değerlendiriyorlar. O günlerde meydana gelen olaylar masaya yatırılıyor ve uzun tartışmalar yapılıyor. Herkes kendi fikrini ortaya koyuyor.
Konu hakkında birikim olan bürokrat yada Encümeni Daniş üyesi topluluğa bilgi veriyor. Bu insanlar tecrübeli olduğundan kendilerine verilen söz haklarında bu tecrübeleri ortaya döküyor.
Burada tartışılan bu konular bir tutanak haline getiriliyor ve halen devleti yöneten Cumhurbaşkanı veya Başbakana veriliyor ve bu bağlamda konuları incelemeleri sağlanıyor.
Buraya kadar olan kısımda saf ve gönlü güzel insanlarımız eee ne olmuş , ne güzel insanlar tecrübelerini aktarıyor diye düşünüyor.
Bende aynı düşüncedeyim.
Ancak ne zamanki bu tavsiye kararları halen yönetimde olan insanları etkilemeye gelince emri vaki duruma gelince orada dur demek lazım. Yani yanlışlık orada başlıyor.
Bu insanlar devirlerini tamamlamış insanlardır. Elbette tecrübe çok şeydir. Ama her şey değildir. Tecrübeli dediğimiz insanların çağı nasıl takip ettiği önemlidir. Yirmi yıl öncesinde hangi üst düzey yöneticinin önünde bilgisayar vardı. Kimi girip internete dünyayı anında takip edebiliyordu. Binaenaleyh bu insanların çağı takip etmekteki eksiklikleri yeni nesil yöneticilerin artılarıdır. Geçmişte yapmış oldukları başarılı işler varsa o devrin gerektirdiği kadar başarılıdır.
Bir başka açıdan da bu insanların her işe taraf olmaları ülke yönetimine talip genç nesillerin yetişmesini engeller. Başlarında Demokrasin kılıcı gibi sallanana bir Encümeni daniş gören yeni geni yöneticiler Radikal karar almaktan çekinir.
Sözün özü; emekliler parkında oturan insanların çay kahve içip, hükümet kurup hükümet yıkmalarına benzemez. Benim bu emeklim saf temiz duygularla yapıyor bunları. Ama bu Encümeni Daniş üyeleri konuştukları bu konuları mevcut yöneticilere tavsiye niteliği adı altında emri vaki yapıyor. Bu benim düşüncem elbette. Çünkü çocu mevcut yöneticilerin Amiri durumunda olan bu insanların tavsiyelerini emir kabul etmek etmemekten daha doğaldır. Askerliğini yapanlar bilir. Komutanın ricası emir demektir.
Tecrübeye ve tavsiyeye evet ama dayatmaya ve emrivakiye hayır.
Selam ve dua ile…
Bu haber 4117 defa okunmuştur.