KİRLİ MEDYA
Günümüzde medya öyle bir güç durumuna geldi ki; bence dördüncü falan değil birinci güç.
Medyanın bu gücünü keşfeden akil adamlar mutlak suretle medya ile ilişkilerini bir türlü sıcak tutuyor. Dahası eğer mümkünse bir medya kuruluşu ediniyor bir yolla. Mümkün olmadığı durumlarda da birinci şıkkı yani arayı sıcak tutup ilişkileri güçlendiriyor. Zira bir gün bu sıcaklığı en ince teferruatına kadar kullanıyor. Kullanmak zorunda kalıyor. Birilerine güç gösterisi yapması durumunda da hemen ilk adres bu medyaya koşuyor.
Nizami yani kanuni işlerin yapılmasında ve güzel işlerin ortaya çıkmasında güzel bu medya yakınlığı. Ancak olumsuz insanların eline geçtiğinde durum hiçte sevimli olmuyor. Görüyorsunuz bugün ortaya çıkan çeteler hemen bir medya edinmişler.
Bugün nereden baksanız her siyasi partinin bir medya kuruluşu var. Zaten medyası olmayan, bir televizyonu, bir gazetesi olmayan siyasi partilerde seçimlerde nal topluyor. En azından önde koşan siyasi partilerin direk olmasa bile dolaylı yoldan destekleyicisi bir medya var.
Tekrar ediyorum uygun ve ahlaki olmak koşuluyla kimin olursa olsun Hak için Halka hizmet etsin yeter. Ancak durum böylemi; elbette değil. Gün geçmiyor ki dürüst insanların veya dürüstlüğün aleyhinde yayın yapılmasın.
Filistin’deki katliamları nasıl çarpıtıp ortaya servis yaptıklarını söylemiştim önceler. En acı olanı da masum Gazze halkı için gösteri yapan insanların hepsini Hamas militanı gibi göstermeye çalışan ekranların bu tavırlarını yandaş gazetelerde de sürdürmüş olmaları. Onların anlayışına göre Filistin için dövünen insanlar Hamas militanı.
Ergenekon soruşturmasında da aynı şeyler oluyor. Ortada bulunan silahlar, tutuklanan insanlar, soruşturulan bir çete davası varken, malum medya yine yapıyor malumluğunu! Sanki bağımsız Türk milletinin soruşturma yapan bu savcıları bir siyasi görüşün savcısıymış gibi eleştiriliyor. Direk yapamıyorlar belki ama ekranlarına çıkardıkları insanlara öyle çanak sorular soruyorlar ki bunu açıklamaktan kendini alamıyor bu insanlar. Zaten bu insanlarında içinde buna benzer dürtüler olduğundan meydanı da boş olunca suçluyorlar. Tabi benim güzel vatandaşımda bu beyanları izlediğinden içi boş, bir siyasi oluşumun hınç alma duygusuyla bu soruşturmaların olduğunu sanıyor.
Hele haberler dışında program yapan insanlar var ki onlara diyecek hiç sözüm yok. Nasıl bir eleştiri bu, nasıl bir kin kusma, nasıl bir öç alma duygusuyla yapılan hareket bu. Örneğin türban konusu tartışılıyor. Konuşmacıların ardında kocaman bir ekran ve sürekli sakallı amcam, çarşaflı teyzemin görüntüleri akıyor. Hem öyle saf ve tarafsız falan değil. Resmen öcü gibi gösterilen şekilde. Amcanın esnerken ki hali,teyzemin vitrine yan gözle bakan hali akıtılıyor sürekli sanki bu insanlar hep böyle der gibi insanların gözüne sokuluyor.
Sizden ufacık bir ricada bulunayım. Bu yazıyı okuduğunuz gün televizyonları bu gözle izleyin. Tüm kanallara bakarken acaba yanlı yayın yapıyor mu gözüyle izleyin ve görün bizlere nelerin dayatıldığını. Bizler saf olarak bakıyoruz ama neleri gözümüze, kulağımıza sokuyorlar, beynimize işliyorlar bir bakın.
Ana babaların ülkemin bu hassas döneminde yandaş yada onların bunların medyası diye adlandırılan medyaya karşı çocuklarını uyarlamaları ve izlerken gördükleri yanlışı hane halkına anlatmaları bir görev bir zorunluluk olmalıdır. Zira ana babalar sadece kendilerinden değil çocuklarında da sorumludur.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3922 defa okunmuştur.