Haberci71.com -  Kırıkkale Haberleri
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

KÜSKÜN BAŞKAN

Fazlı GÜVENTÜRK

23 Aralık 2010, 22:34

Fazlı GÜVENTÜRK

KÜSKÜN BAŞKAN

            Haklısınız sayın başkanım. Haklısınız sayın hocam. Haklısınız sayın ağabeyim Zühtü aksal.

            Ne yaptınız da piyasada dolaşan sözlere göre görevden alındınız? Yâda sizin yüksek perdeden dile getirdiğiniz kelimelere göre istifa ettiniz? Suçunuz neydi? Kimin tavuğuna kış dediniz? Kimi memnun etmede yetersiz kaldınız? Kiminle geçim sıkıntısı yaşadınız?

            Bildiğimiz bir şey yok. İhale kovalamadınız, iş takibi yapmakta çaba gösterdiniz, gelen halk ile ilgilenip kapıda karşılayıp yine kapıda uğurladınız. İlçeler ile sıkı ilişki içinde oldunuz. Vekillere uzak durmadınız, şehrimize ziyarete gelenlere güzler yüz tatlı dil gösterdiniz. Köseler petrolde kimleri nasıl esas duruşta beklediğinize partililer şahittir. Öyle değil mi? Biz öyle olduğunu biliyor, öyle olduğunu sanıyorduk. Öyle olduğunu görüyorduk.

            Dolayısıyla kimseyle bir sorununuz yoktu. Ankara’da genel merkezde dostlarınız da vardı.

            Birden rüzgâr değişti.

            Bir şeyler oldu.

            Kamuoyunda alındı alınacak derken duygulu bir veda konuşması yaparak istifa ettiniz veya ettirildiniz.

            Neyse olan oldu. Görev bir türlü bırakıldı veya bıraktırıldı. Siz benim bir şeylere kızdığımda bana “aman komutanım siyaset böyledir. Geliş gidişler olur, sıkıntılar olur, biz büyük bir aileyiz, bizde görev talep edilmez verildiğinde de yok denmez, geliş gidişlerde küskünlük olmaz” demiştiniz. Hatırlarsınız. Benim fevri çıkışlarımda fren görevini yaptınız hep.

            Bunlar benim siyasi olarak kulağımda küpedir. Çok hoş ve gerçekçi şeylerdi. Hep faydalandım ve galiba siyasi olarak olumsuzluk yaşadıkça bu sözler hep kulağımda çınlayacak.

            Bunlar güzel.

            Peki;

            Size verilen görevi bu kadar iyi yapmışken şimdi neden bu küskünlük. Elbet anlıyorum. İnsanın içinde bir burukluk olur. Bir “neden” sorusu hep olur. Bırakıp gittiğiniz zaman daha da ardınıza bakmazsınız. Bana çok ihtiyaçları olsa bırakmazlardı dersiniz. Nihayetinde bana kimse “git” demediği halde emekli olduğumdan beri bir kere birliğime gitmedim. Nizamiyesinden içeri girmedim.

            Ama dostlarımı hep aradım sordum. Yıllar geçti hala irtibatımız hiç kopmadı bu gidişle de kopmaz.

            Sizin ki öyle olmadı. Siz bıraktınız ve gittiniz. Hani siyasette olurdu. Hani bugünün hadisesi değildi bu iş. Neden ardınızda birlikte çalıştığınız tabirimi mazur görün silah arkadaşlarınızı unuttunuz anlamadım. Sizden beklenti farklıydı. Dedim ki benim çok samimiyetim yoktu benim telefonlarıma çıkmayabilir. Ama soruyorum “başkanım nasıl” diye hiç kimseden tık çıkmıyor. Müşterek dava arkadaşlarının bir çoğu ile sizden haber almak amaçlı konuştum ama kapı duvar oldu.

            En son Teke ile görüştüm. Onun kulağı deliktir ve irtibatı benden fazladır diye. Ama gördüm ki onun derdi daha büyük. Ben partili biri olarak sizinle görüşemiyorum ama yönetiminizden ve ciddi şekilde özellikle referandumda faydası dokunan yardımcınızla bile irtibatınız yok.

            Yok, sayın başkanım. Böylesi iyi değil. Sizinle birlik olan birlikte gelen ve sizinle yine birlikte görevi bırakanlara bu vefasızlık değil midir? Bunu bir daha düşünün lütfen bir daha değerlendirin. Dostlarınız sizden haber almak istiyor.

            Selam ve dua ile…

Bu haber 3886 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
KIRIKKALEDE TARİH YAZAN ÜÇLÜ10 Ocak 2021

HABER ARA


Gelişmiş Arama

REKLAMLAR



 


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi