Haberci71.com -  Kırıkkale Haberleri
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

RUHUN IZDIRABI

Fazlı GÜVENTÜRK

01 Şubat 2010, 12:45

Fazlı GÜVENTÜRK

RUHUN IZDIRABI

            “Ne yaptıysam iyi yaptım” deyip son yolculuğa eller üzerinde tahta sandık içinde giderken insanoğlu acaba neler hisseder.

            Ruhları neler yaşar.

            Meslek hayatımda şehit olma arzusunu hep duydum. Ama hep cenazemin parçalara ayrılmasından korktum. Nedendir bilmiyorum ama hep arzum tek vücut olarak gömülmekti. Şimdilerde de öyle. Yine ani bir ölüm veya uzun süreli bir hastalık ile ölümden korkuyorum.  Her ikisinde de vücudumun bir bütün olmamasından çekiniyorum.

            Yok;

            Hızlı yaşa geç ol cesedin yakışıklı olsun felsefesinden değil. Zaten hayatta da yakışıklı değilim ölünce de naaşım güzelleşmeyecek. Aynı tip daha doğrusu tipsizlikle gideceğim ebediyete. Ha denilebilir ki çok mu atletik bir vücuda sahipsin ki deformasyonundan korkuyorsun. Yo öyle de değil. Zaten bu göbek ile beni taşıyacak cami cemaatine de acıyorum, mezarımı kazacak adama da. Hatta cenazemi yıkayacak imama bile acıyorum. Çok yorulacak çoookkk. Benim sorunum vücut bütünlüğümün bozulup bozulmaması. Neden bilmiyorum öyle istiyorum. Ama takdirin Rahmandan geleceğini biliyorum. Hayırlısı.

            İnternet haberciliğini takip edenler görmüştür. Uzakdoğuluların cehennem tasvirleri yayınlandı. Aman yarabbi. Zaten biliyoruz ve şükürler olsun inanıyoruz ama ister istemez öyle bir ürperti çöküyor ki bakarken yaşıyorsunuz o anların dehşetini adeta.

            Sonra düşünüyorsunuz. Geçmişi tek tek irdeliyorsunuz. Kendinizce muhasebe yaptığınızı sanıyorsunuz. Şu doğru şu yanlış bazında işaretlemeler yapıyorsunuz. Bende öyle yaptım. Bir artı koydum iyi yaptıklarıma. Lakin yanına birçok eksileri koymak zorunda kaldım. Elim gitmiyor ama doldu eksiler. Sonra kaçınılmaz sonuç olarak o tasvirdeki insanların yerine koydum. Ulvi bir tekme ile yuvarlanarak ateşe düşüyorum. Vücut yanıyor, eriyor ama ölüm yok ki. Yeniden yanıyor. Eriyorsun tekrar eriyorsun. Eline ateş zerresi düşse ne oluyor bu dünyada halin. Ama öteki dünyada damlama ne kelime. Dökülüyor tekrar dökülüyor.

            Parçalanıyorsun yırtıcı hayvanların saldırısı ile. Tamam diyorsun ölüp kurtulacağım. Kalmadı ki vücudumda elle tutulur yer. Ama öyle olmuyor. Vücut tekrar diriliyor tekrar yaşıyorsun o acıyı. Bir değil, iki değil. Bir saat değil, bir gün, bir yıl değil. Yok ki zaman menfuru. Cezanın ne zaman biteceği fani hayattaki amellerine bağlı. Devam edip gidiyor.

            Ebedi olmayan bu hayattan göçerken vücudun tek parça olsa ne olur, bin parça olsa ne olur. Ama anlatılmayan bir nedenden öyle temenni ediyorum yine de.   Vücudun değil de ruhun bütün olasını temenni etmenin gerektiğini de biliyorum. Ruhun terbiye edilmesi ile orada! Tek parça olarak yaşanacağı da biliyorum. Ama ruh temizliği hiç kolay değil. Hele fani dünyada bazı görevler üstlenmişsen temelli zor.

            Terzi bir arkadaşım der ki;” ben diktiğim iki elbisenin hesabını vereceğim kurtulacağım. Ama siz bu siyasetin hesabını nasıl vereceksiniz” evet arkadaşım haklısın. Her attığımız adımda birilerinin hakkı var. Kimle nasıl helalleşiriz bilmiyorum. Diliyorum ki inancımızın gereği olan “Halka hizmet hakka hizmet” anlayışı yüzü gözü hürmeti için rabbim bağışlar bizi. Düşüncemiz halisane. Düşüncemiz tek vücut. Düşüncemiz saf ve hak için halkla birlikte. En azından öyle olduğunu sanıyoruz.

            Ruhun ızdırabını öteki âlemde hissetmemek için nefsin terbiyesini burada yapanlardan oluruz inşallah.

            Selam ve dua ile…

Bu haber 4040 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
KIRIKKALEDE TARİH YAZAN ÜÇLÜ10 Ocak 2021

HABER ARA


Gelişmiş Arama

REKLAMLAR



 


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi