BÜYÜKLER VE KÜÇÜKLER
Malum Filistin’e yardım amaçlı ilaç ve insani yaşam malzemeleri götürmek için yola çıkan gemiye karşı insanlık dışı yapılan saldırı sonucunda şahadet mertebesine ulaşanlar ve yaralılar ülkemize getirilmeye başladı.
Ülkem büyük devlettir. Ülkemin iktidarı muhalefeti ile birlik olan siyasi yöneticileri bu konuda kavgasız gürültüsüz hazırlanan bildiriye imza atmaları büyüklüktü. Ufak tefek sıkıntılar olmuş anladığımız kadarıyla basından ama elbet olacak o kadar.
Sivil toplum kuruluşları sabahlara kadar süren gösterileri neticesinde büyük olduklarını gösterdiler.
Gazeteciler yazarlar çizerler fikir adamları konuyu sürekli işleyerek büyük düşündüklerini ifade ettiler.
Akademisyenlerden üniversitelerden düşüncesi olan herkesten bir destek geldi gemi şehitlerine. Bu tür düşünce açıklar insanlarda büyük olduklarını gösterdiler toplumun her kesimine.
Sokaktaki insanımız, ev hanımımız, cami imamımız, polisimiz duyarlı olduklarını gösterdiler ve büyükler saflarında yer aldılar.
İlkokuldan başlayarak doktora eğitimi alan tüm seviyedeki öğrencilerden destek geldi. Onlarda bizde bu düşünceye destek vererek bu şahadete içimiz yanarak büyüklerden olduk dediler.
Ancak;
Tüm bu büyüklerin arasında birde küçükler vardı.
Ufku küçükler.
Beyni küçükler.
Cüssesi küçükler.
Cesareti küçükler.
Aklı küçükler.
Ve
Küçüklüğünün farkında olamayanlar.
Sadece insani yardım taşıyan bir insanlık gemisine gerçek mermiler, Zodyak botlar, helikopter ve özel eğitimli komandolar ile baskın yapıp katliama davetiye çıkaran küçük insanlar bu şahadeti ve büyük düşünceyi anlamadılar ve anlamaları da beklenemez.
Ülke içinden çatlak ses çıkarıp adeta Filistin’i bülücü terör örgütü sorunu ile eşleştirmeye çalışan beyni küçük insanlar bu olayı anlamdılar ve iç siyasi malzemesi yapmaya kalktılar.
Bazı İsrail sever yazarlar ve adeta gölgesinden korkan yazar çizer takımı hemen saflarını sinsice belli ederek içten bir hesaplaşma ile karartmaya çalıştılar ve büyük düşünceye katılamadılar.
Sokakta caddede bu büyük davayı ve bir mazluma yardım etme hevesini Rabbin rızasını kazanmayı bilemeyenler odlu. Anlamadılar bu ulvi düşünceyi. Dünyanın duyarlı insanları ayaktayken onlar mıhlandı kaldı. Odalarına, evlerine. Bir adım ötede İsrail’i kınayan miting yapılırken meraktan dahi kafayı çevirip bakmadı bazıları. Emekliler parkındaki sandalyesini kaybetmemek için bir kez olsun ayağa kalkıp bu kadın, kız, çoluk çocuk, yaşlı genç insanlar ne yapıyor , neden bağırıyor diye merak bile etmedi bazıları.
Demek ki rahman nasip etmiyor bazılarına uzaktan da olsa şahadeti desteklemeyi.
Selam ve dua ile…
Bu haber 4354 defa okunmuştur.
