SİYASETE İLGİSİZLİK
Yerel seçimlerin hızlı tren yada yeni adıyla yüksek hızlı tren gibi yaklaştığı bu günlerde siyasi partilerin liderler seviyesindeki yarışı hızlandı.
Önceki seçimlerde yaşanan heyecanın ve propagandanın bu seçimlerde olmadığı konusunda sanırım tüm halkımız aynı fikirdedir. Zira kiminle siyaseti konuşsak giriş cümlesine bu şekilde başlıyor. Böyle olmasının elbette kendince nenleri var. Yani siyasete ilginin azalması için kendiliğinden oluşan doğal sebepler olması bu ilgisizliği doğuruyor.
Bunlardan belki en önde geleni maddi imkansızlıkların halkın birinci gündem maddesi olması. Dünyayı sarsan ekonomik kriz neticesinde ülkemizde etkilendi. Bu Başbakanının dediği gibi isterseniz teğet geçiyor olsun isterseniz muhalefetin meydanlarda attığı slogan gibi ciğerimizi delip geçiyor olsun etkiledi herkesi. Yalnız şunu söylemek ne kimseyi kayırmak nede kimseyi yermek içindir. Dünya ekonomik depremi olan bu durumda ülkem daha az zarar gördü. Ben elbet ekonomi uzmanı değilim ama kendimce iyi bir okuyucuyum. Dünya haberlerini takip etmemiz durumunda krizin bizi onlara nazaran az etkilediğidir.
Bu etkilemedi anlamında değil tekrar ediyorum. Elbet işini kaybeden buna bağlı olarak aşını yitiren ve Rabbim korusun bu krize dayanamayıp evi terk eden eşini kaybedecek duruma gelen bir sürü insanımız var.
İşte bu siyasi ilgisizliğin ilk nedeni. Ne yapsın insanlar partiyi martiyi. Onlar ekmekleri peşinde. Ama mantıklı düşünme durumunda o aşı sağlayacak olan güçlü yönetimleri seçmenin yolu bu siyasi yapılanma içinden geçiyor. Buda sandığa gidip hayırlı olanı seçmekle olur.
İkinci ilgisizlik ise basının artık liderlerin her hareketini evimize taşıyor olmasındadır. Kim nerde ne yapıyor anında bilgi sahibi olduğundan insanlar seçim bürolarını dolaşmıyor. Yazılı basından yapılan takibi de eklediğimizde meydan meydan dolanmadan yada ev toplantısına katılmadan tüm bilgilere vakıf oluyor. Binaenaleyh neden kendini yorsun. Lider ve seçilecek adaylar kafasında şekilleniyor. Ona göre kararını veriyor.
Bir başka nedende özellikle yerel yönetimlerin elinden bazı imkanların alımış olması. Bence de son derece doğru olan personel alımı konusunun tek elde yani merkezi yönetimde bulunuyor olması. Doğru çünkü adam kayırmacılılığın önüne ancak böyle geçilir. Hak eden hak ettiği yere gelir. Hak ediyorsa bir başkasının önüne geçer sıralamada.
Ahmet amcam, Ayşe teyzem neden siyasete ilgi göstersin. Oğlunu işe alacak bunlar değil damadına iş verecek bunlar değil. Yani bunların elinden bu imkanlar tırpanlanmış neden bunlarla gezip tozup vakit kaybetsin ki.
Buna benzer bazı sebepleri saymak mümkün siyasi ve siyasete ilgisizlik ve seçimleri ciddi takip etmeme anlamında.
Yalnız gözler yalan söylemez. Benim her türlü takdirin üstündeki necip milletimin bunu göz ardı etmemesi gerekiyor. Siyasetçi ile yüz yüze gelmeli. Onu görmeli. Konuşmalı. Derdini anlatmalı. Ama en önemlisi gözlerinin içine bakmalı seçeceği kişinin. Çünkü ne kadar dolambaçlı işlerin içinde olursa olsun gözler yalan söylemez. Seçmenin bakışlarından gözünü kaçıramayan bir aday vaatlerinin ardında durmak zorunda kalır.
Meydanlara gidin,büroları gezin,ziyaretleri kabul edin ve bakın o adayın gözüne. Eğer Rabbi için bakan gözü,Hak için atan kalbi, ciddi projeleri, gülen yüzü, hani derler ya varsa nur yüzü işte ona teveccüh gösterin.
Selam ve dua ile…
