GİDİYORUZ İNŞALLAH
“Allah’ım! Ben umre yapmak istiyorum, onu bana kolaylaştır ve benden kabul et" diyerek Resulullah (SAV)’ın ömründe bana kolaylaştır diyerek dua ettiği tek ibadet olan umre sevabını almak için inşallah bugün yola çıkıyoruz.
2012 yılında ramazan ayıydı. Rabbim nasip etti ve kırk güne kadar yaklaşan bir süre umre ziyareti yaptık. “Arınmaya yolculuk” dedik adına.
Yolculuğa karar verdiğimiz anın ilk saniyesinden, Cumhuriyet meydanına gelene kadar süresi damla damla kalbimize işledi. Her saniyesini yaşamaya ve anlatmaya ne ömür yeter nede kelimelerin kıvraklığı kifayet eder.
Bu kutsal yolculu yazdığımız ve dediğim gibi arınmaya yolculuk dediğimiz ziyareti kitap haline getirdik. Yazdığımız bu kitabı sağ olsunlar dostlar da internet ortamında yayınlayarak daha çok kişiye ulaşmasını sağladılar. Ciddi takip eden oldu, eleştiren öven kardeşlerimiz oldu. Ama hemen hepsinin ortak fikri böyle ince ayrıntılarına kadar yazılı bir doküman olmasına sevindiğini beyan etti.
Arınmaya yolculuğa ardımızda dostlarımızı bırakarak, çocuklarımızı bırakarak, işimizi bırakarak, aşımızı bırakarak, anamızın babamızın mezarını bırakarak, günahlarımızı hatalarımızı bırakarak çıktık.
Yanımıza şeytanın generali bindi. Bizi her fırsatta şaşırtmak için, öfkelendirmek için, tepki koymamız için, hoşnut olamamamız için bindi. Uymayacağız dedik, esiri olmayacağız dedik ama engel olmakta zaman zaman zorladık.
Umre önemliydi. Bizim ruhumuzun aydınlanması için o kutsal toprakları görmeliydik. Orada yaşamalıydık.
Umre yolculuğuna çıkmadan önce çokta umrenin ehemmiyetini idrak edemiyorduk. Ancak anladık ki Umre önemlidir. İnsan olarak, kul olarak herkesin geçmişinde bir takım eksiklikleri, hataları ve yanlış yönelişleri olabilir. Muhakkak ki bunları işlememiş olmayı çok arzu ederiz. Ancak kutsal iklimde içinde bulunulan atmosfer, geçmişte içine düştüğümüz yanlışların ve günahların ağır yükünü atabilmek, geleceğe yönelik olarak da hayatımızda tertemiz bir sayfa açabilmek için büyük bir imkân sunmaktadır.
Çünkü Allah’ın insanları affettiği ve duaları, tövbeleri geri çevirmediği mübarek mekânlarda bulunmak, bunun için önemli bir fırsattır. İçtenlikle yapılacak dualarımızın asla geri çevrilemeyeceği bu atmosferleri iyi değerlendirebilmek ve bundan sonraki hayatımız için tertemiz bir sayfa açabilmek için Umre yolculuğumuzun, hayatımızın geri kalan süresi açısından bir sözleşmeye dönüşmesi gerekir.
Bu geçmişte işlediğimiz ve İslami bir şuurla bağdaşmayan her şeyi silip süpürüp atmak ve hayatımızda yeni bir sayfa açmak üzere yapılan bir sözleşmedir. Tıpkı Mina’da Akabe biatleriyle temel insani ahlaki değerlere bağlı kalacaklarına dair Hz. Peygamber’le sözleşme yapan Medineli sahabeler gibi.
Bu sözleşmede kişi, bundan böyle hiç kimseye haksızlık yapmayacağına, kul hakkı yemeyeceğine, kendisine emanet edilmiş olan diğer mahlûkat ve ilişkilerini Allah’ın koyduğu sınırlar içerisinde sürdüreceğine, tabiatı ve sosyal çevreyi tahrip etmeyeceğine, yeryüzünü imar edeceğine ve orada bozgunculuk yapmayacağına söz veriyor. Ayrıca Allah elçisinin çizdiği yoldan sapmayacağına, yoldan sapmış insanları kılavuz edinmeyeceğine, İslam’ın ortaya koyduğu güzellikleri insanlara ulaştırmak için çalışacağına, haksızlıklara arka çıkmayacağına, Allah’ın çizdiği sınırları koruyacağına ve onları ihlal etmeyeceğine, iyi bir insan ve bir Müslüman olacağına söz verecektir.
İşte bu sözleri bir kez daha vermek ve asla bir daha yapmamak için gidiyoruz inşallah. Hakkınızı helal edin lütfen, emin olun tüm inananlara dua edeceğim, sizde dua edin inşallah Akabe biatini unutmayalım ve iki cihanda “iyi” kul olalım.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3098 defa okunmuştur.