ÖPÜŞMESEK OLMAZMI
Küresel dünyanın lideri konumundaki Amerika’dan dünyaya yayılan ve gerçekten dünyayı rahatsız eden H1N1 virüsü veya bilinen adı ile domuz gribi ölümcül olmaya devam ediyor.
Öncelikle ve kesin gereklilik olarak söylemek gerekirse gribin adı ile yani domuz ile gribin hiçbir bağı yoktur. Yani gribe maruz kalanların domuz ve domuz ürünleri ile hiçbir irtibatı yoktur. Uzaktan yakından bu ismi hoş olmayan ve Müslümanlara yasak edilen hayvan ile ilgisi yoktur.
Hastalık, solunum yolu ile özellikle yakın temas, öksürmek ve hapşırmak suretiyle insandan insana bulaşıyor. Ateş, öksürük, boğaz ağrısı, vücutta ağrı, yorgunluk/ kırgınlık, baş ağrısı, üşüme görülebilir. Bazı domuz gribi vakalarında kusma ve ishal de görülmektedir.
Mevsimsel gribe benzer şekilde, insandaki domuz gribinin şiddeti hafiften ağıra değişebilmektedir. Ağır vakalarda solunum yetmezliği ve bazen de ölüm görülebilmektedir. Hastalık özellikle genç ve orta yaş grubunu tutmaktadır. Kronik sağlık sorunu olanlar gibi bazı gruplarda domuz gribi ağır seyredebilmektedir.
Elbette derdi veren Rabbim dermanını da veriyor. Aşı çalışmaları tüm hızı ile devam ediyor. Aşı konusunda da çok tartışmalar yaşanıyor. Başını hemşeri milletvekilimiz eski sağlık bakanı Osman durmuş’un çektiği bir grup bu aşıların henüz kontrolleri yapılmadan yurda sokulduğu ve milletimizin kobay olarak kullanıldığını iddia ediyor. Sağlık bakanlığı ise aşıların ilk kontrollerinin yapıldığını söyleyerek acil aşılama yapılması gerektiğini söylüyor. Devleti yönetmiş veya yönetiyor olan insanlardaki bu tutarsızlık elbette doğal olarak sade vatandaşları etkiliyor ve kafalarını karıştırıyor.
Şimdi aşı olacak mıyız veya evlatlarımızı aşı yaptıracak mıyız yoksa aşıdan kaçıracak mıyız? Bunun net karar verilerek bir yola, bir hale konulması gerekiyor bilmem yanılıyor muyum?
Aşı kararının biran önce netliğe kavuşturularak insanların aydınlatılması ve aşı için sağlık kuruluşlarına başvurmaları sağlamlanmalıdır.
Tüm dünyayı saran bu illetten korunma yolların da artık netleşmeye başladı. Genel olarak kişisel temizlik önlemlerinin alınması, kalabalık ve havasız ortamlardan mümkün olduğunca kaçınılması gerektiği uzmanlarca söyleniyor. Yine en etkili önlem olarak el yıkamayı tavsiye ediyorlar. Öksürürken ya da hapşırırken ağız ve burnunu tek kullanımlık mendil ile kapatmak ve mendili atmak gerekiyor. Özellikle hapşırma ya da öksürme sonrasında ellerinizi su ve sabunla yıkamak şat gibi görünüyor.
Hasta kişilerle temastan kaçınmak uygun bir korunma yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Kirli ellerle gözlere, burna ve ağza dokunmak buradaki virüslerin eller yoluyla yayılmasına neden olabildiği vurgulanıyor. Bol sıvı gıda tüketmek, iyi beslenmek, dinlenmeye dikkat etmek gerekiyor.
Tüm bunlardan başka bizlerin samimiyetin ölçüsü olarak gördüğümüz ve uyguladığımız sarılıp öpüşme işine son vermemiz gerekiyor. Elbet soğuk bir şekilde selamlaşmak hoş değil ama işin içinde sağlık olunca durum değişiyor.
Bu yeni durumun tüm insanlarımızca anlaşılması için gerekirse sağlık müdürlüğü ve valilik aracılığı ile broşürlerle uyarılması gerekiyor. Sadece selamlaşan insanlar da “ne nevale” damgasını vurmadan bunun bir sağlık gerekliliği olduğunu düşünmemiz ve etrafımıza yaymamız gerekiyor.
Öpüşüp sarılmadan da samimiyetimizi göstermeliyiz ki bu illet daha fazla can almasın.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3904 defa okunmuştur.
