İNSAFSIZ PROVOKASYON
Şimdi diyeceksiniz ki efendim provokasyonun insaflısı nasıl oluyor da sen konunun başlığını öyle seçtin.
Evet, insaflısı olur. Şöyle olur. Yazı botunca provokasyon kelimesinin artık Türkçe karşılığı olan kışkırtıcılığı kullanacağım. Kışkırtıcılığın insaflısı olur. Bir olayı bir olguyu bir düşünceyi ortaya çıkarmak amaçlı yapılan ancak belden aşağı vurmadan yapılan insaflı olur.
Tarihimizde kışkırtmalar sonucunda çok kanlar dökülmüş, çok canlar yitirilmiş. 1955 yılında Atatürk’ün evi Rumlar tarafından bombalandı dedikodusu üzerine İstanbul'u utanca boyayan bu iki gün içinde olup bitenler; "3 ölü, 30 yaralı, 73 kilise, 8 ayazma, 2 manastır, 1 fabrika, 3.584'ü Rumlara ait olmak üzere, 5.538 ev ve dükkân yakılıp yıkıldı..." olarak zabıtlara geçmiştir.
Bir başka kışkırtma olayında Çorum’da aleviler cami yaktı iddiası üzerine Çorumu kana bulayan olaylar neticesinde;" 20 ölü yüzlerce yaralı ve yüzlerce iş ve iş yeri yakılıp yıkıldı" diye kayıtlara geçti. Çorum olaylarından iki yıl öncesinden başlayan karşılıklı çatışmalar sonucunda 5000 inin üzerinde Türkiye vatandaşı canını kaybetti. Bunların içinde en dikkat çekenleri Gün sazak ve Kemal Türklerin Ölümleriydi. Hala bunların failleri bulunamadı, birçoğu gibi.
Yine bir başkasında 1 mayıs olaylarını görüyoruz. Faili meçhulleri görüyoruz. Ülkenin ileri gelenlerini nasıl yok ettiklerini ve bunun neticesinde yakılan yıkılan mekanları kaybolan canları görüyoruz. Kardeşin kardeşi nasıl gözünü bile kırpmadan yok ettiğini görüyoruz.
Bunların içinde çoğumuzun şahit olduğu 28 şubat olaylarından önce Refah- yol hükümetini al aşağı etmek için neler yapıldığını görüyoruz. Fadime şahinleri, Müslim gündüzleri görüyoruz. Aczimendilerin bir gösterisinin nelere yol açtığını görüyoruz. Kameralar eşliğinde yapılan baskınlarla imam nikâhlı veya değil birlikte yaşayanların nasıl yarı çıplak ekranlara geldiğini görüyoruz.
Darbeleri olgunlaştırmak veya meşru bir hükümeti nasıl al aşağı etmek için nasıl olayların tezgâhlandığını görüyoruz.
Daha tüm bu karıştırıcı olayları görmüş, okumuş, dinlemiş insanlar olarak belli aralıklarla ve ülkede güzel şeyler olacakken birilerinin nasıl arı kovanına çomak soktuğunu görüyoruz.
Şimdilerde yine bir olayın kışkırtıcı sonuçlarını görmek üzereyiz.
Ülkede çok az konuda anlaşmış olan iktidar ve muhalefet partilerinin uzlaştığı veya uzlaşma çabası gösterdiği üniversitelerde başörtüsü olayında ülkede bazı oyunların sergilendiğini izliyoruz.
Adana, Mersin ve Konya’da ilköğretim öğrencilerinin birilerinin maşası olarak okullara baş örtüsü ile girme çabasının karıştırıcılık olduğunu anlamak için kahin olmaya gerek yok. Ülkemde siyasilerin bir araya gelerek kanayan bir yaraya pansuman yapma gayreti varken “işte gördünüz mü? Eğer üniversitede serbest bırakırsanız bunlar ilköğretimde de ister” anlayışını ortaya atma gayretli bu gereksiz ve kışkırtıcı olayı sergilemek neyin nesi?
Bu kışkırtmayı yapanlar Allahtan yanıldılar ve ebeveynlerinin sicili pekte temiz olmayanlarından seçtikleri bu aktörlere oynattılar. Ülkeyi karıştırmak ve siyasileri ve devletin erklerini harekete geçirecek bu olayları tezgâhlayanlara aklıselim olanlar pekte rağbet göstermediler. Ona rağmen ekranlarını bazıları sonuna kadar açtı. Tarafsız ve barış içinde yaşama gayreti içinde olan saf temiz insanların kafasını karıştırmak için yapılan çabaya tüm duyarlı insanların karşı durması gerekiyor.
Özellikle yıllardır ciddi bir sorun olan üniversite talebelerinin başörtüsü sorununu çözme düşüncesinde olan siyasilerin buna dikkat etmesi gerekiyor. Buna bağlı olarak tüm vatandaşlarımızın da bu olayı tezgâhlayanları iyi tahlil etmesi gerekiyor. Aman dikkat birileri düşüncelerimiz karıştırmaya çalışıyor.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3957 defa okunmuştur.