KİMSESİZ HAYAT
Uzaktan uzağa ilgim olan ihtiyaç sahiplerine ve kimsesizlere yardımcı olma planını emeklilik safhasında gerçekleştirmek için attığım adımlar çerçevesinde tanıştığım “beşinci mevsim yardım derneğinde” oradaki gönlü yüce insanlarla yapmaya çalıştım.
Beşinci mevsim yardım derneği gerçekten çok teknik çalışma yaparak ihtiyaç sahiplerini buluyor, gruplandırıyor ve hayır sahiplerinden toplamış oldukları ile ellerinden geleni yapıyor.
Beşinci mevsim yardım derneğinde öğrencilere burs veriliyor. Üst üste konularak dağ yapılmaya çalışılan paralar ihtiyaç sahibi üniversiteli gençlere aktarılıp onların okuması ve rahat edip emsalleri arasında yokluk çekip, utanıp, sıkılmaması için veriliyor.
Ancak beşinci mevsim yardım derneği yurtta kalan kimsesiz çocuklara ulaşmaya yetişemiyordu. Pek çok defa bir şeyler yapma gayretini tartıştığımız ve zaman içerisinde ufak tefek yaptığımız hizmetlerle gönül almaya çalıştığımız bu evlatlara tam anlamıyla ilgilenemedik.
İşte bu açığı “ Bir fidan bin umut derneği” kapatıyor.
Özellikle kimsesiz çocuklara yardım yapıp, annelik, babalık yapma gayreti güden sevgisini verme düşüncesi ile yola çıkan ve bendenizin de kurucu üye olmakla gurur duyduğu bu dernek elemanları sosyal yaralarla darbe almış evlatlara ulaşmaya devam ediyor.
Hafta sonu piknik vardı.
İşte bu anne sevgisini, baba sevgisini verme gayretinde olanların düzenlediği pikniğe otuz civarında yurtta kalan çocuk katıldı.
Hepsinin ayrı hikâyesi var. Ama genel anlamda bir yerde çatışıyor kaderleri. Nihayetinde anneleri yok ya da babaları yok, yâda ikisi de yok. Yâda var ama yanarlında yok. Aslında en zor olan veya en kötü olanda bu olsa gerek. Hayatta olduğu belli ama evlatlarının yanında yoklar.
Pek çoğu ile konuştuk. Elbet senin hikâyen ne demedik. Ama konuşma içerisinde her şey anlaşılıyor zaten. Baba ölmüş, anne evlenmiş gitmiş. Anne kaçmış baba bırakmış, mali durumları anne babalarının yanında olmaya yetmiyormuş, amca, dayı var ama bu devirde kimin kime faydası var ki.
Pikniğe katılan öğrencilerin hikâyeleri kadar ilginç ve önemli olan bir şeyde orada olan gönüllülerdir.
Sadece kendilerinin veya eşlerinin Kırıkkale’de iş yapıyor olmaları nedeniyle burada bulunan insanların fedakârlığı önemliydi.
Sosyal hizmetler il müdürünün çocukları karşılarken sevgisini aktarması, karşılığını çocukların sıcacık sarılmaları ile alınması önemliydi.
Kimsesiz çocukları kendi evlatları gibi hatta kendilerininkini bırakıp onlarla vakit geçirme gayretinde olanların çabası önemliydi.
Üniversiteli gençliğin faaliyete destek amaçlı olmak için katılması, üniversiteli kızların ve delikanlıların o çocuklarla kaynaşıp oyunlar oynaması önemliydi. Bu gençliğin halaylar çekmesi, yemek sonrası dua etmesi, sohbetleri bu çocuklara örnek olmaları çok önemliydi.
Oraya kadar gelen veya gelmeyip masraflara ortak olan,telefon edildiğinde sonsuz desteğini esirgemeyen insanların davranışı önemliydi.
Unutulan her malzeme için bıkmadan şehre inip çıkan gönüllülerin ve burada beklide tek isim olarak yazıp pozitif ayrımcılık (ve yine bazı küçük düşünenlerin kıskanacağı) yapacağım Erol ağabeyin yaptığı kavurma ve ekmek arası önemliydi.
Tek önemsiz olan çadırın olmamasıydı. Yağmur yağmadı çünkü. Yağmur yağsaydı…
Selam ve dua ile...
Bu haber 3978 defa okunmuştur.