İTİDAL
Kelime anlamının aşırıya kaçmamak olduğu, soğukkanlı olmak olduğu, ılım olduğu, bazı durumlarda ise bunu başarmanın bir ilim olduğu kelimedir “itidal”.
İnsanlar hareketlerinde itidali yakaladığı ölçüde başarılı olur. Zira soğukkanlı ve ılımlı olmayan insanın öteki durumuna düşmesi ve insanlarla en azından diyalog sorunu yaşaması kaçılmazdır.
Toplumun itidalli davranması ise fertlerin yüceltilmesi kadar adını o topluma veren olgununda yücelmesine vesile olur.
Hele konu bir ülke, bir millet, bir ulus ve bir vatansa itidalin önemi tartışılmaz ölçüde artar.
Ülkelerin aşırıya kaçması bir başka ülke ile beklide sonu felaketle sonuçlanan savaşlara yol açar. Tarihin tamir edemeyeceği çatlakların oluşmasına neden olan bu durum her iki tarafa da yayar getirmez. Bunun en büyük misali zamanında hiç nedenlerle başlayan İran Irak’ın durumudur. Ilımını yitiren liderlerin açmış olduğu savaş hem binlerce insanın ölmesine yol açtı, hem ekonomik anlamda halkın refahına gidecek paraların silah tüccarlarına gitmesine yol açıldı ve iki kardeş ve tarih birliği yapan ülkenin arasının yıllar boyu bozuk kalmasına yol açtı. Hala da tam düzelmiş sayılmaz.
Devletin itidalli olması vatandaşı arasına girebilecek şeytanın yalnızlaşması anlamına gelir. Eşit, sevecen, babacan, koruyan, kollayan bir yapıda olması gereken devletin soğukkanlılığını yitirmesi iç savaşın bile çıkmasına neden olabilir ki bunun Ortadoğu’da şimdilerde çok örneğini görüyoruz. Soğukkanlı ve sevecen tavrını yitiren liderlerin ülkelerini nasıl felaketlere sürüklediğini ve yad güçlerin çizmelerinin ülke topraklarında gezinmesine yol açtığını görüyoruz.
Son genel seçimler sonunda ortaya çıkan tablonun olumsuz yönlerinin ortaya dökülmesi ile ülke içinde soğukkanlı davranmayan ve itidalini kaybeden güçlerin felaketlere yol açacağını görmek için kâhin olmaya gerek yok.
Bağımsız olarak seçime giden ve aslında ülkede uygulanan seçim barajını etrafından dolanma realitesi olan vekillerin başta Hatip Dicle olmak üzere bazılarının meclise kabul edilmemesi fitili ateşledi.
Ardından Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları ile içeride olan ve Ana muhalefet ve Milliyetçi hareke partisinden meclise girmeleri planlanan Haberal, Balbay ve Alan’ın başvurularının reddi ile devam eden süreçte itidalini kaybeden birçok kişi gördük.
Meclise girmemek için protesto eden, sokak kavgalarının başlayacağını ima eden, iktidar partisini yerden yere vuran, yeminine sadık kalmayacaklarını deklare eden, bunun hesabının sorulacağı çığırtkanlığında bulunan, en sonunda demokratik olarak seçilen Akparti milletvekillerinin sokakta gezdirilmemesi çağrısında bulunan insanları gördük.
Tüm bu gereksiz gayri itidalli davranışlar ülkeye zarar verdiği kadar çözüm sürecide olan pek çok sorunlarında tekrar kaşınarak kanatılması anamı taşır.
Bu nedenle başta karar verme yetkisine sahip yargı olmak üzere, hükümetin, partilerin ve şahsi olarak düşüncesi dinlenir durumda olanların itidal içinde olması gerekiyor.
Tabi olarak sorun çözülmeli ve bu kriz atlatılmalı. Ancak bu soğukkanlılığı koruyarak, itidali kaybetmeden hukuki arenada bir çıkış yolu bularak olmalıdır. Ülkeyi gererek netice alınmaz olan necip millete ve aziz vatana olur Allah korusun.
Selam ve dua ile…
Bu haber 4306 defa okunmuştur.