Haberci71.com -  Kırıkkale Haberleri
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

İSTİKLALİMİZİN MARŞI

Fazlı GÜVENTÜRK

21 Mart 2009, 13:12

Fazlı GÜVENTÜRK

İSTİKLALİMİZİN MARŞI

            Güzel Yurdumuzun düşman işgaline uğradığı yıllarda, vatan sevgisi ve inancını ayakta tutmak için kaleme alınan İstiklal Marşımızı, kabulünün 88. Yıldönümü’nde bir kez daha hatırlanıyoruz.

                        İstiklal savaşının başlarında, savaşın milli bir ruh içerisinde verilmesi imkânını sağlamak amacıyla, 1921'de bir güfte yarışması düzenlemiş, bu yarışmaya toplam 724 şiir katılmıştır. Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya katılmak istemeyen Mehmet Akif Ersoy, Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine, bu harbin hangi ruh ve düşünce çerçeve içerisinde verilebileceğini Türklere göstermek amacıyla, Ankara'da yazdığı ve İstiklal Harbi'ni verecek olan Türk Ordusu'na ithaf ettiği şiirini yarışmaya koymuştur. Yapılan elemeler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda, bazı mebusların itirazlarına rağmen Mehmet Akif'in yazdığı İstiklal Marşı kabul edilmiştir.

Mecliste İstiklal Marşı'nı okuyan ilk kişi dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver olmuştur.

Şiirin bestelenmesi ise dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste olmuştur.

Protokol gereği, sadece ilk iki dörtlük beste eşliğinde İstiklal Marşı olarak söylenebilmektedir.

Bu marş bir şarkı bir türkü değildir. Bu marş bir semboldür. Hangi ülke için ne ifade eder bilmem ama benim Türk milletim için uğrunda ölünecek vatan, millet, din ve değerlerimizi ifade eder.

İstiklalimizin simgesi olan ve söylendiği her yerde ayağa kalkıp saygı gösterdiğimiz bu marş bizim için yani Türk milleti için olmazsa olmazlardandır. Toprağımızı nasıl koruma çabasında oluyorsak, nasıl bayrağımızın al rengine ay yıldızına vurulmuşsak ve nasıl ezanımızın susmaması için canımızı hiçe sayarsak bu marşımızın çalınması içinde öyle oluruz. Söylediğimizde içimiz kıpır kıpır olur. Hissetmişsinizdir ömrünüzde bir yada birkaç defa da olsa o marşı söylerken şehitler gelir dikilir karşınıza.

Marşı dinlerken elbet tarihimizdeki şehitlerimiz gazilerimizi hatırlıyoruz. Ancak bir o kadarda günümüzde yaşanan adı konmamış savaşta yaşanan terör çatışmalarında hakka uğurladıklarımızı da  hatırlıyoruz. Nice canlar toprağa düştü bu vatan için, bayrak için ve o marşımız için.

Bazı şeylerin değeri kaybedilince anlaşılır. Kaybetmek değil belki ama hasret aklınca da anlaşılıyor. Yurtdışında törenlerde falan okunduğunda ağlamayan gözede fer yok demektir bence.

Yeni nesil pek değer vermiyor bu değerlerimize. Onlara iyi anlatmamız gerekiyor. Adeta ruhlarına sokmamız gerekiyor. Bu marşın bağımsızlığın ölçüsü olduğunu anlatmalıyız.

Toplumu ayrıştıran değil toparlayan bu marşı her dinlediğimizde gönüllerimiz titreyerek, gözlerimiz buğulanarak, içimizin coşkusu sesimize yansıyarak, esas duruşumuz dik duruşumuz olarak dinlemiyorsak bizde bir eksiklik var demektir. Evet hiçte ağır bir söz değil bu söz.

Eğer bu hisleri yaşamıyorsak aynaya bakıp,titrememiz ve bilmem kimlerin ayakları altında olmayan vatanımız ve bağımsızlığımız için şükür etmeliyiz rabbimize. Fatihaları bir başka duygu ile okumalıyız bize bu özgürlüğü sunmak için canını kurşunun altıan atan aziz şehitlerimize ve minnetarlığımızı sunmalıyız bu fani dünyada gazi olanlara.

Evlatlarımızın bağımsız yaşaması için evlatlarımıza bağımsızlığı manevi duyguyu bu coşkuyu Marşımızla vermeliyiz. Bilemem yanılıyormuyum?

Selam ve dua ile…

Bu haber 4451 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
KIRIKKALEDE TARİH YAZAN ÜÇLÜ10 Ocak 2021

HABER ARA


Gelişmiş Arama

REKLAMLAR



 


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi