ZAMAN KAYBEDERİZ O KADAR
Yeni yıla taze bir başlangıç yaparak iyi dilekleri sunarak başlamak ve öyle bir yazı yazmak en doğru olanıdır belki, ama bazen insanın içinden iyi düşünmek bile gelirken zorlanıyor.
Bugün de öyle bir gün işte.
Yeni yıla bismillah dediğimiz saatlerde insanlarımızın bazıları çoktan yatmış, bazıları inancına göre alternatif bir etkinlikte veya “bana ne yılbaşından ben okuduğum kuranı bilirim” diyerek kendince faaliyet içindeyken ve doğal olarak bazıları da yeni yılın ilk saatlerini eğlenerek geçirirken ülkemizin gündemini silahlı bir hain saldırının etkileri belirledi.
İstanbul da bir eğence merkezinde meydana gelen silahlı bir saldırı neticesinde şuana kadar otuz dokuz can yitti.
Buna bir hakemin yaptığı paylaşım gibi “oh iyi oldu, şimdi o şaraplar rakılar size şefaatçi olsunda görelim” yaklaşımı ile bakmak hastalıklı bir ruh halini gösterir.
Yada kendini bilmez bir sosyal medya teröristinin bu işi Alevileri hedef gösteren Sünnilerin Alevileri yok etmek için alevi bir işyerine mezhep yaptıklarını da söylemek en basit tabir ile hıyanet olur.
Efendim yılbaşının kutlanması yanlıştır diyen din adamalarının tekinleri ile olmuş bu saldırı. Yada bu telkinlere yani yılbaşı kutlamayın diyenlere sessiz kalan diyanet işleri başkanlığının bu işte parmağı varmış. Yuh arkadaş bu kadar da çarpıtılmaz bu iş.
Ama büyük oyunu gerçekten görmek lazım.
Ülkemizi yönetenler iktidarı ile duyarlı muhalefeti ile bu işin bir proje olduğu söylenirken bu oyuna duyarsız kalınarak hala başka yönlere çekmek o sözü edilen projenin bir parçasıdır.
Yarım asra yakın zamandır bölücü terör örgütü ile mücadele etmiş ve tarihinin her sayfasında sayısız örneklerli olan şehitliği kendisine şeref bilmiş bir millete gücü yetmeyen bu üst akıl veya üst proje zaman içinde farklı saldırı alanları denemiş.
Bir dönem Fadimeler, Emireler, Müslümler, Kalkancılar kalmayancılar çıkararak masum Müslümanların kafasını karıştırıp, “dindarlar bir şey yapsa da ortalığı karıştırsak” düşüncesinde olanların ekmeğine yağ sürercesine insanlarla oynadılar.
Bir dönem gezi kalkışması ile yeşili, ağacı bahane edip ülkenin yeşile doğaya harcayacağı ve sökülen birkaç ağacın yerine binlercesini dikecek maliyeti, kırıp dökerek yok ettirme projesine girdiler. Giden canlar ailesini yaktığı ile kaldı.
Ardından mali ve sanal medya ve siber saldırlar ile devlet tökezletilmeye çalışıldı. Ve hemen ardından 15 Temmuz gibi bir hıyaneti yaşattı bize bu üst akıl ve üst proje. Vatandaşın silahsız müdahalesi ile bu hıyanet bertaraf edildi. Aksi halde işte tamda onların dediği olacak iç savaş çıkacaktı.
Farklı yapılar ile ülkem koşarken iktidarı ve duyarlı vatansever milliyetçi muhalefeti ile bu ülke daha nasıl ileri gider gailesi ile yanıp tutuşurken üzerimize salınan hıyanet çetelerinin yaptığı oyunlara gelmeyerek inadına biraz daha kenetlenerek bu kötü zamanı aşmamız lazım.
Bazı hain yapıların yaptığı ve yaptırdığı ırk, dil, din, mezhep ayrımcılığı yapmak ve bu ayrımcılığı her türlü medya veya söylemler ile hatta dost meclislerinde söylemek bile yanlıştır. Yani evde çocuklarımızla konuyu konuşurken bile asla ayrımcı bir dili kullanmamız gerekiyor.
Birlikte dirlik vardır. Birilik olmadığımızı yani yumuşak karnımızı bilen hain ülkeler ve onların yıkıcı bölücü her türlü uzantısı salyasını akıtarak üzerimize gelir. Elbette gelecekleri varsa görecekleri de var ama zamanı niye kaybedelim ki?
Selam ve dua ile…
Bu haber 2821 defa okunmuştur.