ÖNLEMEK ÖNCELİK OLMALIDIR
Devletler tarihinde geçen ilk istihbarat olarak bilinen istihbarat; Türk Milletinin İslamiyet’e girmeden önceki dönemlerinde, Türk varlığının devamını sağlattırmak için Göktürk Hakanı İlteriş Han tarafından 680 yılında kurdurulmuştur. İlk aşamada 50 kişilik bir güç olduğu bilinmektedir.
Bu Teşkilatın görevi, Çin ve diğer düşman Uluslar hakkında bilgi toplamak, Karşı propaganda yapmak, gerekirse sabotajlar hazırlayıp düşman güçlerinin saldırılarını ve mukavemetlerini kırmaktır.
Yani istihbarat tarihinde oldukça eskiyiz.
İstihbarat; “kişi, kurum-kuruluş, devletler ve diğer organizasyonlar hakkında açık veya kapalı kaynaklardan haber, doküman veya bilgi toplayıp, analiz ve değerlendirmeler işlemlerine tabi tutarak sonuca ulaşılması” anlamına gelmektedir.
Tarihte askeri harekâtın çok önemli bir parçası olduğunu bildiğimiz istihbaratın öncelikle önleyici olması gerektiği aşikârdır.
Topladığı bilgileri zamanında ve yerinde kullanmalı ki etkili olsun. Yani olay olmadan önce olayın önüne geçmek ve erken müdahale ile devletin veya kişinin zarar görmesini engellemek olmalıdır.
Ülkemizi kemiren terör örgütünün faaliyetlerinin önüne geçmek için istihbaratın çok kuvvetli olması ve mutlaka birlik içinde çalışması gerekmektedir. Birlik diyorum çünkü ciddi bir dağınıklık var bizim istihbaratımızda.
Milli İstihbarat teşkilatımız var. Gerçekten dünyada kullandığı teknolojiden, elemanlarının almış olduğu eğitime kadar parmakla gösterilecek kadar güzide yere sahip olan bir teşkilattır.
İkincisi Emniyet istihbarattır. Emniyetin bünyesinde bulunan bu teşkilatında şehir yapılanmasında etkin olduğunu biliyoruz.
Askeri istihbarat onlardan geri kalmaz. Asker her ortamda istihbaratını sağlamak için eğer profesyonel ekip yoksa orda mutlaka küçük gruplar yapar ve istihbaratını toplar. Hatta silahlı kuvvetlerin kendi bünyesi içinde ayrı ayrı istihbarat grupları da vardır. Jandarmanın ayrı, karacıların ayrıdır.
Mühim olan bu kadar ayrı başlı pek çok istihbaratın olması değildir. Mühim olan istihbaratın tek elde birikmesidir. İşte bu birikim olmazsa herkes lastik gibi bir yerinden tutup sündürür.
Bu sündürmenin neticesi de ağır vakaların olmasına yol açar. Ya zamanında paylaşılmaz istihbarat, ya da yanlış yönlendirmeler ile asıl hedeften şaşılıp, olmadık işlerle uğraşılır.
İstihbaratın toplanmasını pek çok değişik yöntemleri vardır. Bu yönetmelerden biri de elman kullanmaktır. Takip ettiğiniz iş ile ilgisi olan birinin size kaynaklık etmesidir. Size küçük bir örnek bu başı ayrılığın. Yıllar önce bana bağlı bir haber elamanı bulunduğum yere telefon ederek karakolda olduğunu yardım istediğini bildirdi. Karakola gittiğimde üç ayrı grubun kavga ettiklerini öğrendim. Ben oradayken gelen arkadaşlardan öğrendi ki bu üç grup farklı üç istihbarat grubunun haber elamanları. Yani birbirlerinden habersizler elbet ama burada gördük ki farklı çalışmak yarar yerine zarar getiriyor.
Bölgede haber saklama veya zamanında vermeme neticesinde geç kalındığı mutlaka oluyor. Durum şehirlerde farklı değildir.
İşte bunun için istihbaratın mutlaka tek elde toplamsı ve etkin ve zamanında dağıtımı ile olayların olmadan önüne geçilmesi sağlanmalıdır. Yapanın tespiti ayrı, olaylara olmadan müdahale ayrıdır. Karakol basıldıktan sonra, bomba patladıktan sonra yapanın tespiti elbet önemli, ama olmadan tespit daha önemlidir.
Benim önerim, istihbaratın en tepesindekilerden tutunda henüz öğrenci olup, istihbarat biriminde görev yapmak için yanıp tutuşan polis asker öğrencilere kadar herkesin birlik olup, gücü yakalamasıdır. Her sazdan ayrı ses çıkarsa gürültü olur. Ama herkes aynı notadan çalarsa müzik olur.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3827 defa okunmuştur.