Başta Hükümetin Kürt açılımlarından olan TRT Şeş diye adlandırılan Kürtçe Televizyon konusu olmak üzere, Ergenekon’un son tutuklanma dalgası, doların yükselmesi, borsanın ciddi düşüşler göstermesi, AK Partinin Kırıkkale’deki durumu yerel seçimlerde adayların yapmış olduğu seçim çalışmaları olmak üzere o kadar konu var ki kaleme alacak, düşüncelerini okuyucu ile paylaşacak ve bir nevi okurlarla dertleşecek.
Ancak kanayan değil oluk oluk akan kan olan İsrail’in Gazze katliamını gündemden düşürmemek ve acıyı uzaktan da olsa yüreğinde hissetmek için yine bu konuyu ele almanın uygun olacağını değerlendirdim.
Son açıklamalara göre ölü sayısı 700’ü geçti. Yaralıların sayısı 5000’e yaklaştı.
BM’lere ait okulun koordinatlarının BM tarafından daha önce verilmiş olmasına rağmen vurularak içinde tamamen savunmasız olarak sığınacakları tek emniyetli yer olarak burayı gören kadın ve çocukların öldürülmesi tam anlamıyla vahşettir.
Nerede Hamas militanları. Peki, fosforlu bombaları kullanırken sadece Hamas’mı hedef alınıyor. Elbette hayır. Kurşun adres sormuyor. Babalarının kucağında son bir ümitle hastaneye yetiştirilmeye çalışılan daha oyuncak bebeği bile taşımaktan aciz küçücük kız çocuğu mu Hamas militanı. Veya çocuğuna kol kanat gerip çocukların boğazına bir lokma yiyecek bulmak için sokağa çıkıp duvar dibinde Tank mermisine hedef olan kadın mı Hamas Militanı. Yok, olsa olsa biraz önce sokakta Kahpe İsrail kurşunu ile ölen babanın ve tüm dünyanın gözü önünde savunmasız durmadayken F-16’lara hedef olan annenin, pencerelerini patlayan bombadan etkilenmesin, camları kırılmasın diye kapatılmayan evinde masum şekilde oynayan ve üzerlerine füze düşen bebeler mi Hamas militanı.
Nasıl bir vahşet nasıl bir vicdansızlıktır bu.
Bazen ilgisizlik çıldırtır ya insanı. İşte dünyanın bu ilgisizliği de çıldırtıyor aslında insanım diyen herkesi. Peki, birde bizim kulağı duymayan, gözü görmeyenlerimiz ve lal olanlarımız var. Sözüm kendini aşamayan basına ve özellikle Televizyonlara. Ekranlarına çıkarmış oldukları ve toplum tarafından sevilen sanatçıların yaptığı çığlık kadar haber bültenlerini buna ayırmayanlara sözüm. Ankara’daki gaz faciasında hayatını kayıp eden öğrenciler için “bazılarını üzeri yarı çıplaktı” diyen Gaz müdürüne haberlerde birinci sırada yer verip tam 50 dakika bunu evirip çevirip toplumun gözüne sokan televizyonlara sözüm. Sözleri elbet tasvip etmiyorum ama Filistin yanarken bir müdürün istifa etmesi için hatta etmiş olduğu istifanın ardından 50 dakika program yapmak Gazze şehitlerinden daha önemli diyen ekranlara sözüm.
Taraflı ve hissi düşünüyor öyle konuşuyor diye İsrail tarafından eleştirilen Başbakan ne güzel söyledi. “Biz yurtlarınızdan kovulduğunuzda sizleri topraklarımızda misafir eden milletin torunlayız ve mazlumdan yana olduğumuzdan konuşuyoruz” Ah ah nereden bilsin bizim necip atalarımız o misafirlerin bir gün ev sahibinin elinden evini ocağını alıp bu derece zulme ederek, haksızlık ederek çile çektireceklerini. Ama boşuna dememişler yavuz hırsız ev sahibini kovar diye. İsrail yavuz hırsızlık yapıp milleti yurdundan ocağından ediyor. Ancak inanıyoruz ki bu bebeklerin kanında, bu kadınların kanında, bu okulda, camide şehit edilen masum insanların kanında boğulacaktır bu soykırımcılar.
Bir kere daha içten, samimi ve kalbin o ! Noktasından gelerek zulme karşı direnen din kardeşlerimiz için dua istiyorum sizden.
Selam ve dua ile…
Bu haber 4263 defa okunmuştur.