BÜYÜK OLMAK İÇİN
Afganistan’da yüreğimizi yakan on iki şehidimize Türkiye ile birlikte gözyaşı döküyoruz.
Benim ülkem şehitler alışık. Tarihimizin şan ve şerefle dolu olmasının ardında bu ülke için, toprağı için, vatanı, bayrağı için, evinde ki çoluk çocuğu sıcak yerde uyurken rahat etsinler diye toprağa düşenler vardır.
Ölürken gülümseyen ve birkaç dakika sonra şehit olacağını bildiği halde, bir daha bu dünyada sevdiklerini göremeyeceğini bildi halde, çocuğuna bundan böyle sarılamayacağını hissettiği halde, gözlerinin bir daha dünya nimetlerini görmeyeceğini, hissetmeyeceğini sezdiği halde kaç fani ölüme koşar.
Ölüme koşarken yaradan rabbinden şahadetini hızlandırması için temennide bulunan kaç millet evladı vardır.
İşte bu ruh hali bir yanda dururken ülkemiz dışında görev yaparken şahadet şerbetini içen Mehmetçiklerimiz için bazı insanların “ne işimiz var oralarda” dediğini duymak şaşırtıcı olmaz.
Ancak büyük ülkelerin gerçeği budur. Büyük olmak için çeşitli riskler alıp, atılımlar yapmak gerekiyor.
Bu tarihte böyle olmamış mıdır?
Eğer kabuğunuza çekilip kenarda bekler, kendi kendimize yeteriz derseniz bir arpa boyu yol alamazsınız.
Gelişen ve büyüyen dünyada yer almak ve rolünüzü üst perdeden oynamak istiyorsanız bu riskler olacaktır.
Doksanlı yılların başında Kuzey Irak’a geçici görev ile askerlerimiz gönderildiklerinde aslında orada olmak için çok geç kaldığımız görülmedi mi? Bizden önce orada olmayan ülke kalmamış.
Kimi istihbaratı ile orada olmuş, kimi göstermelik birkaç askeri ile. Kimine baktığımızda yardım kuruluşları adı altında orada kendi ülkelerinin çıkarları doğrultusunda eleman bulundurmuş.
İlk gidildiğinde adeta o cirit atan ülkeler arasında bizim yer bulmamız imkansız görünüyordu. Ancak zaman içerisinde Türkiye’nin oradaki varlığı olası pek çok olayın önünü kesmiştir.
Oldukta ne oldu adamlar istediğini yine yapıyor yaklaşımı da gerçekçi değil. meydanın boş kalması ile oralarda yapılacak dış mihrak çalışmaları çok daha üste seviyeye çıkardı. Bu nedenle meydanı boş bırakmamak en doğru seçenektir ve orada olmamız doğru olmuştur.
Şu anda dünyanın pek çok ülkesinde askerlerimiz resmi veya gayri resmi bulunmaktadır. Bu kesinlikle globalleşen dünyada “biz de varız” demek için ve özellikle Türk ve İslam coğrafyasında atılacak her adımda masada yerimizi almak için şarttır. Bugün baktığınızda süper güç denilen ülkenin her noktada etkisi olmasının yegâne nedeni her ülkeye hükmetmesinin sebebi budur.
Bizim yedi düvele hükmetmiş bir tarihimiz var. Bugün Somali’deki halkta, Afganistan’daki halkta, Bosna, Kosova, Filistin’deki halkta Türkiye’den pasif ve silik bir siyaset yerine aktif ve hükmedici bir varlık beklemektedir.
Büyük ülke olup büyüklüğümüzü kanıtlamamız için Dünyanın bizimle ilgisi sadece isim bazında da olsa tüm ülkelerinde varlığımızı hissettirmemiz gerekmektedir. Bu hissettirme ise gerektiğinde İstihbarat elemanlarına tüm imkanları sağlayarak bölgede bulundurma ve gerekse askerimizi bizzat o bölgeye göndererek olur. Ticari ve siyasi olarak etki sağlamak içinde bu gereklidir. Orada varsanız o bölgenin ticaretinden siyasetinden faydalanırsınız. Aksi halde kedi ciğeri yerken biz sadece ah vah çekerek yalanır dururuz.
Şehitlerimiz için rahmet diliyoruz Rab’den. İçimizde her toprağa düşen için bir başka yanıyor. Ama söz konusu ülkemin çıkarlarıysa “Vatan Sağ olsun” diyecek kadar da olgun ve şerefliyiz evvelallah şükür olsun.
Selam ve dua ile…
Bu haber 6243 defa okunmuştur.
