NE BIÇAK KALDI NE KEMİK
Kısa bir süre önce ulusal basına düşen ve yakından takip ererek notlar aldığım araştırmada bölücü terör örgütün ilk hain saldırılarının hemen ardından başlayıp birkaç çapulcu sözleri bittiği andan itibaren gelmiş geçmiş tüm siyasi liderlerin özellikle başbakanlık makamında oturanların aynı sözü söylediğini öğrendik.
“Artık bıçak kemiğe dayandı”
Allah Allah bu nasıl bir bıçakmış kardeşim kemiğimizin her noktasına dayanan. Vücudumuzda ki tüm kemikler nasıl bir kemikmiş ki dayanmayan bıçak kalmadığı halde hala ayakta duruyor.
Hakkâri Çukurca bölgesinde meydana gelen bölücü terör örgütünün hain saldırısında 24 Mehmetçiğimiz şehit oldu. Tabi şimdilik. Maalesef 18 koç gibi vatan evladı da yaralı durumda. Allah korusun. Yaradan şifalarını versin ama önceki tecrübelerimizden de bildiğimiz gibi içlerinde ki bir takım ağır yaralananlarında durumu iç açıcı olmuyor.
Biz artık bu tür açıklama istemiyoruz. Artık bıçak kemiğe dayandı lafını duymak istemiyoruz. Biz artık içimiz yanıyor demek istemiyoruz. Biz artık saatlerce çatışan terör örgütü mensupları gecenin karanlığından faydalandı kaçtı lafını işitmek istemiyoruz. Biz artık teröristlerin kaçış istikametleri uçalar ve kobra helikopterler ile ateş altına alındı sözlerini istemiyoruz.
Yine bir sade vatandaş olarak Genelkurmay başkanı yanına Kuvvet Komutanlarını da aldı ve bölgeye gitti haberlerini istemiyoruz.
Bizlerin içişleri bakanı derhal bölgeye uçtu sözüne karnımız tok.
Özel donanımlı komandolar bölgeye sevk edildi ve sınır ötesine geçerek operasyonlar yapıyor sözüne da prim vermiyoruz.
Artık şu kemiğimize dayana bıçağı ameliyat ile alalım, çırpınalım, sürtünelim, milletimizden yardım alalım ve bu kahpenin vurduğu bıçağı kemiğimizden söküp atalım.
Özel donanımlı komandolar gerçekten gitsin, özel harekâtın kahraman polisleri alsın M-16 sını, keleşini çıksın dağa. Özel kuvvetler komutanlığının yiğitleri sırt çantasını kuşansın. Tankımız var topumuz var. Desteklesin ordu donatım, versin kumanyayı levazım, açsın yolları istihkâm ve gerekirse çalsın mehter marşını bandocular yürüyelim dağlara.
Uçaklarımız uçsun, personel taşıyıcı helikopterlerimiz doldursun Mehmetçiği, özel silahlar ile donamış helikopterler dağ taş demesin yıksın ortalığı. Makine kimya çalışsın üretsin mermiyi mühimmatı. Aselsan getirsin radarını, heronunu.
Siyasi irade versin kararını. Hükümet getirsin tasarısını, vatan haini olmayan muhalefet versin onayını. Onay vermeyenlerin kafasına meclisin eski yapı taşarlı düşsün ve kendilerine gelsinler onlarda kaldırsın ellerini.
Çıkalım dağa. Bizde çıkalım. Birlikte çıkalım. Bu dağları onlara dar getirelim. Onların basamadığı yere basalım, onların giremediği mağaraya girelim, onların içemediği yamaçlardan su içelim.
Onlar bir adım atıyorsa biz bin adım atalım. Teknolojimizi kullanalım, aklımızı kullanalım, imanımızı kullanalım ama onların inlerini yerle bir edelim.
Yok, savaş çığırtkanlığı yapmıyorum. Benim yıllarım bölgede geçmesine rağmen sayısız şehit ve yaralı görmeme ve içimin pek çok insandan fazla yanıyor olmasına rağmen benim ne denli barış yanlısı olduğumu herkes bilir. Hep barışı ve dostluğu savundum. Hep barıştan yana taraf oldum.
Ancak artık ne bıçak kaldı ne kemik. Artık yanacak bir yüreğimiz bile kalmadı. Artık nefret duyacak hislerimiz bile köreldi. Artık ne olacaksa olsun. Bu kadarda aciz değiliz. Bu kadarda aldırmaz ve vurdumduymaz değiliz. Sonucu almak için artık sonuç kısmından başlayıp başa doğru gidelim. Demokrasi tamam ama…
Selam ve dua ile…
Bu haber 5414 defa okunmuştur.