İNSANI KİRLETMEK
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama bu Ergenekon furyası ortalığı kapladığında kendimizce mütevazi köşemizde bir yazı yazmış ve bu olayların üstüne gidin demiştik. En ağır şekilde üstüne gidin ve ucu nereye dayanıyorsa oraya kadar uzansın ama siz gidin üstüne demiştik.
Hemen yazımızın devamında üstüne basa basa şunu da demiştik. Bu yargılama çabuk bitsin. Uzamasın. Uzamasının hem kamuoyunda farklı algılaması oluyor, hem konu sulanıyor ve ciddiyetini yitiriyor. Ama her şeyden önemlisi insanların suçsuz olması durumunda içeri aldığınız insanı hem manen çöküntüye uğratıyor ve hem de bu insanın özgürlüğüne mani olunur demiştik.
Şimdi hükümete dayanan, bakanlara dayanan, iş adamlarına dayanan bir soruşturma yine ülke gündeminde. Bu adı yolsuzluk olan operasyon içinde aynı şeyleri söylüyoruz. Ne bir eksik sözümüz var bu konuda ne bir fazla.
Sonu kime dayanırsa dayansın bakanına vekiline başkanına kim varsa bu kirli oyunun içinde hepsi bir bir çıksın ortaya. Asla geri adım ve adam kayırma olmasın. En yoğun şekilde gidilsin üzerine. Bu işin içinde ucunda kıyısında neresinde kim varsa orası açılsın.
Ancak; asla ve asla uzamasın. Yani bir insanın özgürlüğünü ne kadar kısıtlarsanız o kadar tekrar ölür. Kirlenir ruhu. Ancak bu ölüm ve bu kirlenme sadece suçsuzlarda olur.
Bu işin uzaması, sürdürülmesi ülkenin gündemini kendi öz gündemi kabul eden insanları üzer. Kafalarında olmaması gereken soru işaretleri doğurur. Soruşturmanın hızla neticelenmesini istemek zinhar karartılsın veya yarım bırakılsın anlamı taşımıyor. Sadece suçlu ile suçsuz insanların ayrılmasını istemektir. Yoksa dediğimiz gibi sonuna kadar gidilsin.
Devletin malını çalan çırpan kimse sonucuna katlanmalı. Ülke gündemi tam yolunda gidiyor derken birden bire bu yolsuzluk olayları patlak verdi. Eğer bunun içinde emniyetin ciddi takibi ve araştırması sonucunda suç varsa ne ala. Aksi takdirde işin içinde farklı operasyonlar varsa, devletin bekasını tehdit eden unsurların bir ayak oyunu ise bununda acilen çıkarılması gerekiyor. işte bu hesap sorma o andan itibaren tam tersine dönmeli ve itibarımızı zedeleyen, gerek ülke içinde gerekse dış mihrakların oyunu ise o zamanda onlara gerekli cevap verilmelidir.
Belki bu işin araştırılması gereken bir başka yönü de emniyetten bu kadar bilginin sızdırılma olayıdır. Atılan her adımın gazetelerde boy boy resmedilmesi neyin nesi. İnternet sitelerinde operasyonun tüm detayları yazıyor. Sizin gündemi ve operasyonu takip etmeniz için ne Emniyet müdürü olmanıza gerek var ne İçişleri bakanı olmanıza gerek var. Eğer iyi bir internet kullanıcıysanız yolsuzluk operasyonu nasıl başladı nasıl gelişti an be an bakabilirsiniz.
Kimin kasanından ne çıktı, kimin ayakkabı kutusunda kaç lira varmış, kimin yatak odasında para sayma makinesi varmış olanları olmayanları bilmeniz için emniyetin bir kademesinde yönetici olmanız gerekmiyor.
Devlet terbiyesi ile yetişmiş hiçbir müdür seviyesine gelmiş hiçbir hatta memuriyeti bilen hiçbir insanın üstüne haber vermeden bu işleri bu kadar deşifre etmesine bu kadar bilginin ayağa düşmesine ne denir?
Tabiî ki en üst makamdan verilen emirle birleri araştırılacak ama bu emirle olur ve eğer bu araştırmada sıralı amirler yoksa herkes üstüne haber verir. Şunu söylemeye çalışıyorum ben. Herkes bir başkası hakkında soruşturma yapmış ve bunu üstlerinden saklamış. Bu devlet geleneğine sığmaz. Kirlilik yapar.
Başta söyledik şimdi tekrar ediyoruz. Bu soruşturma hıza tamamlanmalı ve asla geri adım atılmamalı. Ama bu iş hızla yapılmalıdır.
Selam ve dua ile…
Bu haber 3015 defa okunmuştur.
