VEKİLE ÇAĞRIM
Sivil yaşama alışma gayretindeyken şartların öyle gelişmesiyle mutat zamanı gelen yerel seçimlerde kendimizi Belediye Meclisine aday adayı bulduk “efendim sen istemedin de siyaset mi seni buldu” denilebilir. Hayır öyle olmadı, yani siyaseti ben buldum. Yani ben aday adayı oldum.
Aday adaylığının heyecanını yaşadık yani. Belki milletvekilliği kadar parası, makamı, şöhreti olan bir aday adaylığı değildi. Ama kendi çerçevesinde tabi ki oda bir seçim heyecanıydı.
Seçildik, iyisi oldu, kötüsü oldu, başarılı olduk başarısız olduk, birileri ile beraber yürüdük, birileri ile siyasi rakip olduk ve şükürler olsun geldi geçti. Bitti artık siyaset ve siyasetin getirdikleri götürdükleri bitti.
Aday adaylarının heyecanı nihayet son buldu. Biz gazeteye yazıyı ister istemez çok erken göndermek zorundayız. Aynı gün gönderiyoruz ama son dakikaya kadar bekleyelim deme şansımız yok. Bu nedenle bu yazıyı hazırladığım bu saatte adayların yüksek seçim kuruluna verilmesine birkaç saat kaldı.
Sizler bu yazıyı okuduğunuzda Kırıkkale için sadece üç partinin adayları için söylüyorum 58 aday adayı için bazı şeylerin sonu gelmiş bazı şeylerin ise başlangıç gongu çalmış olacak.
Diğer partileri önemsemediğim veya bağımsız olarak kendisine şans arayan bir kadın bir erkek iki adayı kaile almadığım için bu rakamı vermedim. Sayının önemi de yok zaten. Genel manada aday adaylarının aday isimleri açıklandıktan sonra ki durum tespiti içindir bu rakam.
Aday isimleri belli oldu. Şimdi herkes asılacak. Ne olacak şimdi diye kendi kendimize sorduğumuz kadar bizim fikrimizi almak niyetiyle istişare amaçlı irtibatlı olduğumuz sayın adaylarla da konuşuyoruz elbet.
Herkesin bu çıkan aday adayları ile seçim sonuçlarına dair bir fikri var elbet. Kimi kişileştirerek “şu varsa sonuç şöyle olur, bunun adaylığı ile dağılım şöyle olur, o adaysa bu parti şuradan bu kadar oy ve bu kadar milletvekili ile bu yarışı göğüsler” dedi. Kimi de vekil isimlerinin çokta önemli olmadığı sadece milletin partiye oy verdiğini ve böylece durumun şu olacağı fikrini savunduğunu görüyoruz.
Aday adaylarının bazılarının hangi partili olursa olsun burnu havada. Birleri daha aday adayı iken halkın içinde olduğunu, birlikte yönetmek düşüncesi ile herkesimden insanlarla görüşürken, kendince siyasetin içinde yer almış, bu konuda şimdilerde geride kalmayı tercih etmiş kişilerle konuşup, paylaşıp, fikir alışverişi yada beyin fırtınası yaparken, bazıları yarın vekil olduğunda nasıl ve nereden halka bakacağının ip uçlarını vermiş durumdadır.
Aday adaylığından adaylık 400 metre engelli koşusunda başarılı olanların yüz metre koşusunda da ipi göğüslemek için ısınmaya başladığı bu günde yarın start verildiğinde hızla yol alması için iyi analiz yapması lazım.
Önce mütevazı olmalı. Büyükler babamdan kaldı derken küçük dağların oluş şeklini kendine başlamamalı. Halka inmek değil, halka çıkarak onların yanında olduğunu göstermeli. Şehri iyi tanırken ülkenin derdi ile dertlenmeli. Yeni Türkiye eski Türkiye derken, açılım derken, barış süreci, ekonomi, emekliye ikramiye derken, partisi ne diyor, kendi fikri nedir, bu konuda nasıl bir yol izlerse bu ülkenin ve şehrin faydasına olur bunu bilmeli. Zorda kalanın, yolda kalanın, yardım isteyenin yarımına koşacak biri olmalı. Sayın vekile çağrımdır önce vefalı olmalısınız. Dostunuzu düşmanınızı iyi biliniz. Size yaltakçı değil kral çıplak diyecek dost lazım ki başarılı olasınız. Partisiz purtisiz, bağımlı bağımsız her sayın vekile acizane çağrımdır.
Selam ve dua ile…
Bu haber 2730 defa okunmuştur.
