HATA BİZDE KİME NE DİYELİM
Hiç boşuna ona buna kızıp, trip yapıp, suratımızı asıp, ortalığı velveleye vermeyelim. Hak eden biziz.
Evet;
Fransa meclisinden tam adı ile ifade özgürlüğünün önüne geçip düşünceye ve söyleme sansür getiren “soykırımı inkar edenin yargılanması” kanunun oylanması ve kabulünün suçunu onlarda bulmaktan söz ediyorum.
Yahu arkadaş elbette “ Fransız “ Fransızlığını yapacak. Onun görevi bu, onun yapacağı eylem bu. Düşmanca tavrını sergilemesinden doğal, kendine yakışanı yapmasından normal ne var.
1915 yılında meydana geldiği iddia edilen olayların ardından bu güne kadar zaman içinde ısıtılıp önümüze konulan “bak gündeme getiririm ha” tehdidi artık kabak tadı vermekten öteye geçmiştir.
Bugüne kadar bu tür kanun çıkarıp bizleri köşeye sıkıştırmak isteyen sadece Fransa değil ki üzülelim. Şuana kadar bizimle direk veya en direk bağlantısı olan olmayan pekçok ülke bu yasanın farklı versiyonunu zaten meclislerinden çıkarmış durumdalar.
Uruguay; Kıbrıs Rum kesimi, Arjantin, Rusya, Kanada, Yunanistan, Belçika, İtalya, İsveç, İsviçre, Slovakya, Hollanda, Polonya, Almanya, Venezüella, Lituanya, Şili, Galler hatta erkeklerin etek giymesi ile ünlü İskoçya ve hatta Lübnan. İşte bu tarihçilerin çözmesi gereken bu olayları kendilerine görev bilip “ermeni dostu olduklarını” gösteren ülkeler bunlar.
Biz Fransa’ya haybeye kızıyoruz. Efendim onların Cezayir geçmişi var. Onlarda Cezayir’de katliam yaptı. Neden şimdi bize çamur atıp, yapmadığımızı yaptınız diyorlar diyeceksiniz. Evet öyle ama elin oğlu öyle bir sistem kurmuş ki bu yasa tasarısını gündeme getiren Fransız Milletvekili “ Cezayir” asıllı. Bu kadın kendi atalarına yapılanları unutmak bir yana baştan kabul bile etmiyor. Fransızların oraya gelmesini ve yaptıklarını Cezayir için şans gördüğünü dile getirmiş. Yani adam sisteme öyle bir entegre etmiş ki kadı aslını unutmuş.
İşte suç bizde. Atalarımız öyle bir asimile uygulamalıydı ki şimdi en faşist Fransız bile Türk dostu olmalıydı.
Maraş’ta öyle bir ders vermeliydik ki, Kahraman sıfatının önüne birde Fransız’ın damarları şişmeliydi Türkün adını duyunca.
Efendim Fransız Devlet başkanının büyük dedesi Kanuni den yardım istemiş. İşte Kanuni öyle bir yardım etmeliydi ki dededen toruna yüzyıllarca Kanuninin dersi anlatılmalıydı.
Hadi geçti bunlar. Şimdi öyle bir ders verilmeli ki bu ne terörist başının himaye edildiği ülkelere yapılan gibi olmalı, nede teröre destek veren ülkelere yaptığımız “oraya gelirsek” kabilinden olmalı.
Fransa’ya malı ile, ekonomisi ile, sosyal birlikteliği ile, çok yönlü bir tepki göstermeliyiz.
Devletin yapması gerekenler ayrı. Onlar zaten yapması gerekeni yapacaklar. Ama biz vatandaş olarak Fransız mallarını almayarak başlayan eylemleri aksatmadan terine getirmeliyiz. Total, Elf ,Carrefour, Gima, Dia Endi, ChampionSA Air France, Sheaffer Danone, Evian, Tefal, Michelin, Uniroyal, Recamic Renault, Peugeot, Citroen,Lacoste , Givenchy, Pierre Cardin, L'Oreal, Studio Line, Lancome Bledina,Chanel, Christian Dior, Clarins, Drakkar Noir, AXA, Gunes Sigorta, Basak Sigorta, Basak Emeklilik,TEB (Turk Ekonomi Bankasi).
İşte her neyse, Kullanmayacağız ama bu kullanmama üç gün süreli olmayacak. Onlar yaptıklarından utanıp, yüce milletimizden özür diyene kadar işimiz olmaz arkadaş demeliyiz. Yoksa hata bizde olmaya devam eder.
Selam ve dua ile…
Bu haber 4123 defa okunmuştur.