KÜFRE AYETLİ SAVUNMA
Kapatılan DTP’nin önde gelen isimlerinden olan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in sözlerini savunmak için Kurandan ayetler seçmesi kendisini elbette aklamıyor.
Bölücü terör örgütünün şehir uzantısı olan ve kırsal yapılanmaya destek amacı ile kurulduğu bilinen KCK’nın bazı üyelerine ait yapılan bir soruşturma neticesinde gözaltılar yapıldı. Bu göz altıların yapılmasını protesto amacı ile yanına eski DTP’li şimdiki BDP’lileri alarak açıklama yapan bu oluşumun perde ardındaki isim olan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir diline sahip olamadı. Ardında ve yanında bay bayan partili partisiz ve karşısında destek amaçlı slogan atan insanların gözlerine bakarak kamaralar önünde bozdu ağzını.
Ne kadar demokrasi olursa olsun ve siz ne kadar demokratik ortamda bulunursanız bulunun böyle bir siyaset kabul edilemez. Hiç doğru değil. Kim kime küfrediyor yahu. Her şeyden önce senin küfrettiğin tüzel kişiliği kastediyorsan devlettir. Yok, eğer şahsı kastediyorsan hükümetin üyeleri ve özellikle Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanıdır. Bu nedenle edemezsin o küfrü. Ne devlete edebilirisin ne başbakana edebilirsin. Yok, birilerinin meşhur sözleri ile “ben yaptım oldu” diyorsan birileri ağzından çıkan o çirkin sözleri toplar ve tekrar ağzına tıkar. Sende “haksızlık bu” bile diyemezsin. Kesinlikle tehdit veya abartı değil bu sözlerim. Sadece duyarlı bir insan olduğu izlenimi veren ve söz konusu oluşumun içerisinde güvercin diye adlandırılan bir insana yakışmayacak sözler bunlar diye değerlendirdiğimden dile getirme ihtiyacı duyuyorum.
O küfrü ederken ardında duran bayan milletvekilleri kıllarını bile kıpırdamadı. Uzun bir süre sonra ardındaki bayanlar gülümsedi ve fısıldaştılar. Abes küfrün hoşlarına gittiğini sanmıyorum. Utançlarından yüzleri kızarıp gülümsemiş gibi görünmüşlerdir.
Her neyse uygun değildi olanlar.
Baydemir kamuoyu ve tüm Türkiye’de özür dilemek yerine kendini savunmaya çalıştı. Bu savunmayı yaparken sair zamanlarda pek aklına gelmeyen Kuran-ı kerime sarıldı tüm naçar insanlık gibi. Açıklamasında” size Nisa suresinin 148. ayetini okumak istiyorum: Allah kötü sözü açıkça söylemeyi sevmez, ancak zulme uğrayan kişi dışında. Allah işiten ve bilendir. Ben tüm insanlarımla birlikte zulme uğradığımı düşünüyorum.” Dedi. Evet Allah “kötü sözü açıkça söylemeyi sevmez” bu doğru ama yanlış olan bir şey var. Sen ve senin halkım dediğin insanlar neden zulüm görüyor anlamadım. Bu yanlış. Dağdaki terör örgütü üyeleri ile saf ve temiz Kürt halkını aynı kefeye koyamazsın. Kastın dağdakiler veya bölücü örgüt üyeleri ise devletin yaptığı hiçbir şey yok. Gayet saf ve timiz bir savunma o kadar. Ülkem kendini savunuyor. Hem de demokrasi kuralları dışına çıkmadan ve uluslararası kurallara uygun olarak savunuyor.
Yok, eğer kastın milletine bağlı Kürt insanı ise onlar zaten kimseden az veya kimseden çok hakka sahip değil ki. Türk neyse, Laz neyse, Çerkeş neyse o da odur. Ne bir fazla ne bir eksik. Bunun neresi ayetlere konu olan zulüm olsun ve senin bu zulme yüksek sesle küfür etmeni gerektirsin ki.
Amaç birlikte ve güzellik içinde yaşamak değil mi? O zaman ağzı bozmadan barışa ve kardeşliğe destek olacak beyanlar ile yaklaşılmalı. Bülent Arınçın farklı bir üslupla yaklaştığı Emine Ayna gibi kahkaha ile “ açılım bitti “naraları atarak değil. Hem Osman Baydemir’e hem Bülent Arınç’a hem Emine aynaya bu yaptığınız siyaset güzel değil diyoruz. Tasvip etmiyoruz. Kardeşliği yaşamaya çalışan insanlar kardeş gibi davranmak zorundadır.
Selam ve dua ile…
Bu haber 6157 defa okunmuştur.
