HAVET veya EVYIR
Tam kadro sahaya inen siyasiler dört bir koldan anayasa değişikliği paketine oy istemek için gecesini gündüzüne katarak çalışıyor.
Kimi dükkânında müşteri bekleyen esnafı ziyaret ediyor ve bir broşürle iki dakika içinde hal hatır soruyor, evetini veya hayırını sıkıştırıp araya hayırlı işler dileyip çıkıyor dükkândan. Bu arada bu esnafta bu durumdan çok memnun kalmıyor. Yani bak benim oyum önemli bu nedenle siyasiler gelip benden oy kullanmamı ve referandumu etkilememi istiyor, ben önemliyim demiyor. Memnun kalmıyor çünkü bir grup halinde gelen siyasilerden dükkanda adım atacak yer kalmadığından gelecek müşteri girmiyor veya içerdeki rahatsız oluyor. Eee hal böyle olunca da velinimeti rahatsız olunca oda rahatsız oluyor.
Kimi sivil toplum kuruluşlarını geziyor. Toplumun bir bölümünün ya meslekleri nedeniyle veya gönüllü olarak üye oldukları sivil toplum kuruluşlarını ziyaretle hem bu sivil toplum kuruluşlarını temsil eden başkanları hem de dolayısıyla üyelerini etki alanına çekmeye çalışıyor. Sivil toplum kuruluşları bundan memnun. Çünkü sair zamanlarda nazlanarak gelen siyasiler ayaklarına kadar geliyor ve üstelik oy kaygısı var. Fırsat bu fırsat onlarda giydiriyor sözleri ardı ardına. İçindekileri bir güzel döküyor muhatabına.
Kimi eline bir erzak alıp kıyıda köşede kalan bir gecekondunun kapısını çalıyor iftarı birlikte yapalım diye. Buraya giderken yine mahalleye girişi şaşalı olduğundan komşuların dikkatini çekiyor. Belki bir iki de komşunun katılımıyla bir yer sofrasında iftar yapılıyor. Yok öyle siyasi karnını doyurmuyor. Eşeleniyor. Eve gidince nasıl olsa balını yağını yiyecek. Dostlar alışverişte değil dostlar halkın içinde görsün niteliğinde bir iftar oluyor bu. Peki ihtiyaç sahibinin işine geliyor mu? Elbette evet. Tamam, bir iki saat sabrediyor bu siyasinin ekibi ile birlikte ziyaretine ve kafa ütülemesine ama kapıyor kendisini birkaç gün idare edecek erzakı.
Kimi bu iftar yemeğini lüks lokantalarda veya lokantaya çevrilmiş düğün salonlarında yapıyor. Buraya katılanlar daha farklı oluyor. İhtiyaç sahipleri yok burada. Bunların içinde şehrin ileri gelen yönetici, esnaf, eşraf ve siyasi grubundan eski ve yeniler oluyor. Yemekler kalabalıktan biraz gecikse ve soğuk gelse de daha kaliteli tabiî ki gecekondudan. Dolayısıyla çatal kaşık sesi bir süre ortalıkta tek ses oluyor. Sonra kalkıp bir iki beylik söz ve oradakilerin siyasi düşüncelerini etkileme gayreti alıyor ortalığı.
Kimi bakanını, misafir milletvekillerini, genel başkanlarını, hiç olmazsa genel merkezlerinden bir “yetkiliyi” çağırıyor. Onunla bir zafer caddesi, bir bankalar caddesi turu yaptın mı oh değme keyfine.
Köy ziyaretleri ve hane yani kahvehane, hastane, pastane ziyaretlerini saymaya gerek yok sanırım.
Şimdi gelelim sonuca. Bu ziyareti bugün değil dünden itibaren yapacaktınız. Yumurta daha gerilerde iken halkın içinde olacaksınız. Yoksa yemiyor halk. Halk hala Havet veya Evyır diyor. Ortada yani.
Bu konudaki şahımın yaptığını ve benim gibi kendileri kart ama siyasi geçmişleri tazelerin yaptığını başka yazıya bırakıyorum.
Selam ve dua ile…
Bu haber 4414 defa okunmuştur.