Haberci71.com -  Kırıkkale Haberleri
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

ARINMAYA YOLCULUK-BİRİNCİ BÖLÜM

Fazlı GÜVENTÜRK

31 Ekim 2012, 20:08

Fazlı GÜVENTÜRK

Arınmaya yolculuk 1 bölüm

            Kalbi Mekke için Medine için yanıp tutuşan ve oralara ulaştığında 9 şiddetinde sarsılanlar için yazılmış, hem bir rehber olsun, hem yaşadıklarımızı anlatısın amaçlı bu yazılara vesile olanlardan Yaradan razı olsun..

 

ARINMAYA YOLCULUK

            Bedenin ihtiyacı olan arınmak için insanların sınırsız para harcayıp kamplara girip, salatalık, yoğurt veya bilmem ne kuru uyguladıkları günümüzde ruhunda arınmaya ve temizlenmeye belik de eslettiğe girmesi için gerekli olan hac ve umre için yapılacakların yazıldığı, anlatıldığı sayısız miktarda kitapların varlığını biliyorum.

            Rabbimin nasip etmesi neticesinde çıkacağımız umre yolculuğunda doğruyu öğrenmek veya eksik bir şey yapmamak adına bende bu kitaplardan ciddi derecede faydalandım.

            Düşündüm ki dili ağır gelen bu kitaplara bende kendi penceremden bakıp daha sade ve anlaşılır derecede katkıda bulunayım ve bu ruh temizliği yolculuğunda yaşadıklarımı ve duygularımı yazayım. Hem maddi bir faydam olur bu yolculuğa çıkacaklara rehber olu, hem de imkânları olmayıp “ora”nın aşkıyla yanlara bir kaynak olur diye düşündüm.

            Rabbim eksiklerimiz noksanlarımız affetsin ve hatalı kelam etmekten bizleri alıkoysun. Zira iyi olsun diye düşündüğümüz bu faaliyetimizde hatalı kelam etmekten de korkarız.

            Bu kutsal yolculukta gerek Kırıkkale grubundan gerekse Ankara grubundan çok güzide insanlarla tanıştık, tanış olduğumuz çok değerli insanlarla da dostluk ve kardeşlik bağı daha bir arttı. Bu nedenle belki sonunda edeceğim teşekkürü en başta bu değerli insanlar için ediyor ve Yaradan Rabbimizin affını ve Resulümüz Muhammed Mustafa(SAV)’nın şefaatini diliyoruz.

 

 

 

Hac Ayetleri

            Şüphesiz, Safa ile Merve Allah'ın sembollerindendir. Onun için her kim Hac veya Umre niyetiyle Ka'be'yi ziyaret ederse, tavafı bunlarla yapmasında ona bir günah yoktur. Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse, şüphesiz Allah, mükafatını veren ve her şeyi bilendir. (Bakara 158) 

            Onlar sana hilalleri soruyorlar. De ki: "Onlar, insanlar için ve hac için vakit ölçüleridir. Erginlik, evlere arkalarından gelmenizle değildir, gerçek eren, korunanlardır. Evlere kapılarından gelin ve Allah'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz. (Bakara 189)

            Haccı ve umreyi de Allah için tamam yapın. Eğer kısıtlanırsanız o vakit kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olana veya başında bir rahatsızlığı bulunana tıraş için oruç, sadaka veya kurbandan ibaret bir fidye gerekir. Kısıtlılıktan kurtulduğunuzda her kim hacca kadar umre ile sevap kazanmak isterse ona da kurbanın kolay geleni gerekir. Bunu bulamayana ise üç gün hacda yedi gün de döndükten sonra, toplam on gün oruç tutmak gerekir. Bu hüküm Mescid-i Haram'da ikamet etmeyenler içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah'ın cezası gerçekten çok çetindir. (Bakara 196) 

            Hac vakti, bilinen aylardır. Kim bu aylarda hacca başlarsa, artık hac sırasında ne kadına yaklaşma, ne günah işleme, ne de kavga vardır. Hayra dair ne işlerseniz Allah onu bilir. Azık hazırlayın ve bana her türlü fenalıktan korunarak gelin. Çünkü en hayırlı azık takvadır, ey beyni olanlar! (Bakara 197)

            Hac mevsiminde Rabbinizden rızık isteyerek ticaret yapmanız size günah değildir. Arafat’tan sel gibi taşarak döndüğünüzde Meş'ari'l-Haram yanında, Allah'ı zikredin. O'nu, size doğrusunu öğrettiği gibi zikredin. Doğrusu siz, bundan önce gerçekten yolunu şaşırmışlardan idiniz. (Bakara 198)

            Nihayet hac ibadetlerinizi bitirdiğinizde, bir zamanlar atalarınızı andığınız gibi hatta daha coşkulu bir anışla Allah'ı anın. Çünkü insanların bir takımı: "Rabbimiz, bize dünyada ver!" der. Ona ahirette bir kısmet yoktur. (Bakara 200)

            Bir de Allah ve Peygamberinden Hacc-ı Ekber gününde insanlara bir bildiridir ki, Allah da Peygamberi de müşriklerden kesinlikle uzaktır. Hemen tövbe ederseniz, hakkınızda hayırlı olur. Eğer aldırmazsanız, bilin ki, Allah'ı aciz bırakacak değilsiniz. Allah'ı ve Peygamberi tanımayanlara acı bir azabı müjdele! (Tevbe 3)

            Yoksa siz, hacılara su temin etmeyi ve Mescid-i Haram'da umreciliği, Allah'a ve ahiret gününe inanıp da Allah yolunda cihad edenin işi gibi mi tuttunuz? Bunlar, Allah katında eşit olmazlar. Allah, zalimler güruhunu doğru yola iletmez. (Tevbe 19)

            Bütün insanlar içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak ve gerek uzak yoldan gelen incelmiş develer üzerinde sana gelsinler. (Hacc 27)

Hac Hadisleri

 Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resûlü, dedim, cihâdı amellerin en faziletlisi görüyoruz, biz de cihâd etmeyelim mi?" Şu cevabı verdi: "Ancak, cihadın en efdal ve en güzeli hacc-ı mebrürdur. Sonra şehirde kalmaktır." Hz. Aişe der ki: "Bunu işittikten sonra haccı hiç bırakmadım." Buhârî, Hacc 4, Cezâu's-Sayd 26, Cihâd 1; Nesâî, Hacc 4, (5, 113). 

            Sehl İbnu Sa'd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Telbiyede bulunan hiç bir Müslüman yoktur ki, onun sağında ve solunda bulunan taş, ağaç, sert toprak onunla birlikte telbiyede bulunmasın, bu iştirak (sağ ve solunu göstererek) şu ve şu istikamette arzın son hududuna kadar devam eder." Tirmizî, Hacc 14, (828). 

            İbnu Abbâs (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Hacla umrenin arasını birleştirin. Zira bunlar günahı, tıpkı körüğün demirdeki pislikleri temizlemesi gibi temizler." Nesâî, Menâsik 6, (5,115); İbnu Mâce, Menâsik 3, (2886). 

            Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir umre, diğer umreye arada işlenenler için kefarettir. Hacc-ı Mebrûr'un karşılığı cennetten başka bir şey olamaz!" Buharî, Umre 1; Müslim, Hacc 437, (1349); Tirmizî,Hacc 90, (933); Nesâî, Menâsik 3, (5,112), 5, (5,115); İbnu Mâce, Menâsik 3, (2887); Muvatta, Hacc 65, (2, 346). 

            Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselâm) buyurdular ki: "Kim, hacc veya umre için Mescid-i Aksa'dan Mescid-i Haram'a (kadar) ihrama girerse, geçmiş ve gelecek bütün günahları affedilir veya cennet kendisine vacip olur." Ebu Dâvud, Menâsik 9, (1741), İbnu Mâce, Menâsik 49, (3001-3002). 

            İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a: "Gerçek hacı kimdir?" diye soruldu da şu cevabı verdi: "Saçını düzenleyip yıkamayı ve koku sürünmeyi çoktan terk etmiş kimsedir. . " Kendisine tekrar: "Hangi hac efdaldir?" diye sorulunca: "Yüksek sesle telbiye getirilen ve kurban kesilen" dedi. "(Haccla ilgili âyette geçen) sebil nedir?" diye soruldu. "Zâd (nafaka) ve râhile (binek)dir" cevabını verdi." Tirmizî, Tefsir, Âl-i İmrân, (3001); İbnu Mâce, Menâsik 6, (2896). 

            

Yazının devamı bir sonraki gün

Bu haber 3759 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
KIRIKKALEDE TARİH YAZAN ÜÇLÜ10 Ocak 2021

HABER ARA


Gelişmiş Arama

REKLAMLAR



 


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi